

Uluslararası Hukuk Açısından Sığınma, Göç, Nüfus Mübadelesi Vatansızlık...
530
sığınmacılara
75
; 1928 yılında ise, bu kez Osmanlı İmparatorluğu’nun
Ortadoğu’da
manda
rejimi altına geçirilen topraklarında (ya İngiliz,
mandası altına verilen Irak Krallığı, Filistin, Osmanlı yönetimindeki
Musul, Basra, Bağdat ve Fransız mandasına konulan günümüz Suri-
ye topraklarında yaşayıp da yurtsuz kalan Süryani, Keldani
76
ve öte-
ki Hıristiyan azınlıkları ile Türk sığınmacıları da kapsayacak biçimde
genişletilmiştir
77
. Bu çerçevede, 30 Haziran 1928 tarihli Rus ve Ermeni
Sığınmacılar Hakkında Saptanan Kimi Kuralların Öteki Sığınmacıla-
ra Uygulanması Anlaşması ve
28 Ekim 1933
tarihli “
Sığınmacıların
Uluslararası Statüleri Antlaşması
” imzaya açılmıştır
78
.
75
Ermeniler’e gösterilen ilgi ve önceliğin bir başka nedeni de kuşkusuz Sevres
Antlaşması’yla Ermeniler’e ayrı bir yurdun verilmesi anlayışının yazılı hale ge-
tirilmiş olmasıdır. Hiçbir zaman yürürlüğe girmemiş olsa bile, bu Antlaşma’yı
kaleme alan galip devletlerin, I.Dünya Savaşı ertesinde dünya politikasını biçim-
lendiren politikacıların aynı olduğu unutulmamalıdır.
76
Bu anlaşmada verilen Süryani ve Keldani sığınmacı tanımı şöyledir:
“Assyrian, Assyro-Chaldean and assimilated refugee. Any person of Assyrian or
Assyro-Chaldean origin, and also by assimilation any person of Syrian or Kurdish
origin, who does not enjoy or who no longer enjoys the protection of the State to
which he previously belonged, and who has not acquired or does not possess any
other nationality.”
Yine aynı düzenlemede Türk sığınmacı için verilen tanım şöyledir: “Turkish re-
fugee: Any person of Turkish origin, previously a subject of the Ottoman Empire,
who, under the terms of the Protocol of Lausanne, of July 24, 1923, does not enjoy
or no longer enjoys the protection of the Turkish Republic and who has not acqu-
ired another nationality.”
77
Arrangement Concerning the Extension of Other Categorieas of Refugees of Cer-
tain Measures taken in Favour of Russian and Armenian Refugee Status, 30 Hazi-
ran 1928, 9 L.N.T.S. 63.
Rusya’daki açlık ve kıtlıktan kaçan bazı Ruslar’ın Avusturalya’ya yerleştikleri, I.
Dünya Savaşında askere yazıldıkları, böylece Avustralya yurttaşı olan en az 150
Rus’un Gelibolu harekâtında, en az 400 Rus’un ise Avrupa’daki savaşta Batı Cep-
hesinde çatışan ANZAK birlikleri içinde yer aldığını açık kaynaklardan öğreniyo-
ruz
(http://en.wikipedia.org/wiki/Russian_Australians).
78
Milletler Cemiyeti 1921 yılında Nansen’i ilkin Rus ardından Ermeni sığınmacı-
lar sorununa çözüm bulmak üzere atamıştır. Nansen soruna çözüm bulmak ve
Osmanlı topraklarındaki ve Ermenistan’daki Ermeni nüfusunun yerleşebileceği
Erivan’da bir toprak parçası bulabilmek amacıyla Sovyetler Birliği’ni ziyaret et-
miş ve Sovyet Hükümeti’yle yakın çalışmıştır. Çalışmalarını Milletler Cemiyeti’ne
rapor ederken “birkaç yıl öncesine kadar burada açlık ve yokluğun hüküm sür-
düğünü, ancak şimdi barış ve düzenin egemen olduğunu, dolayısıyla Ermenilerin
rahatça yerleşebilecekleri toprakların Sovyet Ermenistanı olduğu”nu söylediğine
Milletler Cemiyeti ve Ermeni kaynaklarından erişilebilmektedir. (He reported the
results of his trip to the League of Nations and stated that although the League
failed to implement its plan in general, he still managed to resettle 10,000 people
in Armenia and about 40,000 in Syria and Lebanon.)
Nansen’in, Norveç’e dönüşünde Ermenilere olan sempatisini dile getirdiği, bu-