

TBB Dergisi 2016 (125)
Emek BAYRAK
53
Sivil toplumun işin içine katılması, küreselleşmenin şekillendir-
meye çalıştığı iktidar modeline de uygun düşmektedir. Yönetişim
olarak isimlendirilen bu model, kamu yönetimini ve devletin yetki
alanının içeriğini yeniden belirlemekte ve devletin kapasitesini aşan
görevlerin vatandaşlar ve çeşitli topluluklar tarafından üstlenilmesini
önermektedir. Bu noktada modelin başlıca aktörleri; devlet (bürokra-
si), özel sektör (şirketler) ve sivil toplum olarak tanımlanmaktadır.
41
Sürece ilişkin diğer bir tartışma da; Foucault’un çözümlemelerin-
de geçen ve kapatma-hapsetme pratiklerinde gönderme yapılan “teh-
likeli sınıflar”ın tekrar gündeme gelmesidir. Tehlikeli sınıfın insan-
ları, sınıfların ötesinde ve hiyerarşinin dışında görülmektedir. Diğer
insanların yaşamlarına hiçbir faydalı katkısı olmayan ve genel olarak
ıslah edilmez, herhangi bir rolü olmayan insanlar olarak tanımlan-
maktadırlar.
42
Bu kitleye verilen tepkiler, bunların ıslah edilemez bir
kitle olduğu öncülünden yola çıkmaktadır. Eğilim, bu ıslah edilmez
kazanılmaz kitlenin dışlanması, yığınlaştırılması yönündedir. Bu algı-
layış, cezaevlerinin de dönüştürülmesini de içermektedir. Hapishane-
nin eski işlevi disipline edip, beden üretkenliğinden yararlanmakken,
post modern hapishanenin işlevi dışlamak ve hareketsiz bırakmak-
tır.
43
1990’lı yıllarla birlikte, devletlerin ıslah etmekten çok hapsetmeye
yöneldiği görülmektedir. Buna koşut diğer bir gelişme de hapsedilen
nüfusun gösterdiği benzerliktir. Siyahlar ve yoksullar nüfusun en çok
cezalandırılan kesimini oluşturmaktadır.
44
Ancak süreçte hayata geçirilmeye çalışılan reform girişimlerinde,
zıt yönlü uygulamalar görülmektedir. Bu reformlar, “demokratikleş-
tirme”, “insancıllaştırma” ve bazen de “ıslah” gibi söylemlerle sunulsa
da, asıl amaç cezalandırma iktidarının yeni tekniklerle sürece uyar-
lanmasıdır. Reformu şekillendiren, küreselleşme sürecidir ve cezalan-
41
Birgül Ayman Güler, “Devletin Yeniden Yapılandırılması”,
Düşün Dergisi
, S.7,
2000, s.7
42
Zgymunt Bauman, Çalışma, Tüketicilik, Yeni Yoksullar, Çev: Ümit Öktem, Anka-
ra: Sarmal Yay., 1999, s.126
43
Alev Özkazanç, “Örgütlü Modernliğin Çözülmesi Sürecinde Suçun Yeniden Si-
yasallaşması”, Ed: Yasemin Özdek, Yoksulluk, Şiddet ve İnsan Hakları, Ankara:
Türkiye Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü, İnsan Hakları Araştırma ve Derleme
Merkezi, 2002, s. 383
44
Evren Haspolat, Neoliberalizm ve Baskı Aygıtının Dönüşümü Türkiye’de Özel
Güvenliğin Gelişimi, 1.b., Ankara: Nota Bene Yay., 2012, s.104