

TBB Dergisi 2016 (125)
Emek BAYRAK
49
Aynı vurgu, Bentham’da da vardır. Bentham, “Cezalar ve Müka-
fatlar Nazariyesi” isimli eserinde; ceza miktarı belirlenirken dikkat
edilmesi gereken noktayı, şu şekilde açıklamıştır: “Suçu işlemek sure-
tiyle suçlunun elde etmek istediği yarara oranla, cezanın kendisine ve-
receği zarar daha büyük olmalıdır ki; kişi suçu işlemekten vazgeçsin,
buna cesaret edemesin”.
28
2. Mutlak Monarşinin Sonuna Doğru Cezalandırma
Burjuvazi, XI. ve XVII. yüzyıllarda desteklediği monarşinin, 18.
yüzyılda karşısına çıkmıştır. Mutlak monarşiler, feodal sistemi tasfiye
ederek tarihsel görevini tamamlayınca, burjuvazi mutlak monarşiyi
gelişiminin önünde bir engel olarak görmeye başlamıştır. Bu algıla-
yışta, büyük iktidar aygıtının toplumsal ve ekonomik hayatta belirle-
yici olmasının, ekonomik hayata müdahale etmesinin de etkisi vardır.
Mutlak monarşiyle yaşadığı bu gerilim, burjuvaziyi yeni bir devlet
projesi inşa etmeye götürmüştür. Bu proje, iktidarın yetkilerinin sınır-
landırıldığı, dokunulmaz haklar alanıyla güvenceler getiren, yürüt-
menin yetkilerinin belirlenip sınırlandığı bir anayasal devlet modelini
deyimliyordu. Mutlak monarşiyle burjuvazi arasındaki bu çatışma;
İngiltere’de daha evrimci bir mücadeleyle çözülürken, Fransa’da dev-
rimle çözülmüştür
.
29
Bu çatışamaya paralel olarak mutlak iktidar, cezalandırma uygu-
lamalarında bazı reformlar yapmıştır. Örneğin; 1791 tarihli Fransız
Ceza Yasası ile bedeni cezalar (sakat bırakma, kırbaçlama, dağlama)
kaldırılmıştır. Bu, cezalarda bir yumuşamayı işaret etmektedir. İkti-
dara mutlak itaati üretmenin bir yolu olan bedensel cezalar, artık aksi
yönde sonuçlar vermektedir. İnfazın aleniliği, artık beklenen etkiyi
yapmamakta azap çekeni bazen bir kahraman haline getirmektedir.
Zaman içersinde iktidar bu seyirlik ceza ayinlerine daha az başvur-
maya başlayacak ve infaz aşaması gözlerden ırak bir şekilde yerine
getirilecektir. Ceza da, artık yeniden örgütlenmektedir ve bu yeni ör-
gütlenme bir amaç değişikliğini de ifade etmektedir. Bu örgütlenme-
de, Foucault’un ifadesiyle bu disiplinci iktidar, bireyin bedeni üstüne
28
Tahir Taner, Ceza Hukuku, 3.b., İstanbul: İstanbul Üniversitesi Yayınları, 1953,
S.29
29
Şenel, s. 284-286