Previous Page  57 / 417 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 57 / 417 Next Page
Page Background

Siyasi İktidarın Geçirdiği Dönüşümler Bağlamında Cezalandırmanın Seyri

56

bedensel cezalardır. Mutlak iktidar, bedensel cezalar üstünden gücünü

dışa vurmakta diğer taraftan, infazı törensel bir ayine çevirerek azap

üstünden izleyenlere mesaj vermektedir. Ancak; kapitalizmin geliş-

mesiyle güvenlik sorunu artık bedensel cezalar üstünden çözümlene-

mez duruma gelmiştir. Burjuva sınıfının çıkarları da, mutlak monar-

şiyle çelişmeye başlamıştır. Burjuvazinin projesi artık, sınırlandırılmış

devlettir. Mutlak monarşi, bazı alanlarda reforma gitmiştir. Kapatma

ve hapsetme pratiklerinin şekillendiği dönem, burjuvazinin güvenlik

ihtiyacının uç noktalara taşındığı bu yüzyıldır. Kırsal yaşamın çözül-

mesiyle işsiz kalan, yoksullaşan kitlelerin isyan potansiyellerinin bas-

tırılması artık iktidarın öncelikli sorunu olmuştur. Hapishane, artık

bir cezaya dönüşmüştür ve bedenleri, ruhları disipline etme işleviyle

sahnededir. Sadece bedenleri disipline etme değil, onları üretken kıl-

ma da hedeflenmektedir. Ayrıca hapishane bu tehlikeli sınıfların gö-

zetlenmesi için de bulunmaz olanaklar sunmaktadır.

XIX. yüzyılın gözde kavramı yine “tehlikelilik”tir. Ama bu teh-

likelilik, patolojik bir bakışla teorize edilmektedir. Pozitif Okul, teh-

likeliliğe vurgu yaparken, iktidarların tehlikelilik üstünden gelişen

pratikleri için de teorik katkı sunmaktadır. Hapishane ve ıslah, bü-

tün eleştirilere rağmen altmışlı yıllara kadar hakim bir model ola-

rak benimsenmiştir. Küreselleşme süreciyle birlikte, hapishanelerin

suçlulukla mücadele edemediği eleştirileri ve ceza sisteminin sert-

leştirilerek suçluluğun önlenmesi önermeleri güçlenmiştir. Süreç

ilginç şekilde, hapsetme pratiklerinin geliştiği dönemle benzerlik

taşımaktadır. Kapitalizmin gelişmesi nasıl kalabalık bir yoksullar

kitlesi yarattıysa, küreselleşme de benzer bir kitle yaratmıştır. Ve

şimdi bu yoksul kitlelerin öfkesinden, isyanından korkulmaktadır.

Reform paketlerini şekillendiren temel dinamiğin, bu korku olduğu

söylenebilir. Çözüm, bu kitleyi tümden yığınlaştırıp, dışlamak mıdır?

Yoksa Foucault’un çözümlemelerine uygun yeni teknikler geliştirile-

cek midir? Yoksullukla birlikte suçluluğun artması, pek çok ülkede

antidemokratik reform paketlerinin hayata geçmesi için meşru bir

zemin yaratmıştır. Pek çok ülkede yaşama geçen bu yasalar cezaları

sertleştirmekte, hapishaneyi disipline etme üstünden tekrar kurmak-

tadır. Ayrıca beden üretkenliği de, hem devlet hem de özel sektör

tarafından kullanılmaktadır.