

Bilinçli Taksir Üzerine Bir Değerlendirme
102
engel olması beklenemez. Bu noktada kaza ve tesadüf hali söz konu-
sudur.
18
Aynı şekilde, fail gerekli özeni göstermiş olsaydı dahi zararlı
sonuç yine gerçekleşecek idiyse, taksirden söz edilmesi mümkün de-
ğildir. Zira böyle bir durumda da failin sonuca engel olabilme imkanı
yoktur.
19
2. Basit taksir-Bilinçli (öngörülü) taksir ayrımı
Doktrin ve uygulamada, taksirin ortaya çıkış biçimi nazara alın-
mak suretiyle çeşitli ayrımlar yapılmaktadır. Bu ayrımlardan biri, ba-
sit-bilinçli taksire ilişkin olandır. Basit taksirde, fail neticeyi istememiş
ve hatta öngörmemiş, yani zihninde dahi canlandırmamıştır. Bu, tak-
sirin en sık rastlanan temel halini teşkil etmektedir. Örneğin av hay-
vanı zannederek çalılığın arkasında duran bir köylüye ateş edip vuran
failin durumunda olduğu gibi. Kavramsal olarak basit taksirden daha
sonra ortaya çıkan ve onun kadar sık rastlanmayan bilinçli taksirde
ise, netice fail tarafından istenmemiş olmasına rağmen öngörülmüş-
tür; yani fail, davranışı gerçekleştirdiği sırada, sebep olabileceği belir-
li bir zararlı neticeyi zihninde canlandırmıştır. Dolayısıyla fail, olası
kasıtta olduğu gibi bilinçli taksirde de neticenin meydana gelmesinin
mümkün olduğunun bilincindedir. Ancak olası kasıtta neticenin ger-
çekleşeceği kanaatinde veya yalnızca bundan şüphe duymakla birlikte
bu riski göze almaktayken, bilinçli taksirde içinde bulunduğu koşullar
doğrultusunda neticenin kesinlikle gerçekleşmeyeceği kanaatiyle ha-
reket etmektedir.
20
Türk Ceza Kanununun 22. maddesinin üçüncü fıkrasında bilinç-
li taksir, genel bir ağırlaştırıcı neden olarak düzenlenmiştir. Bu hük-
18
Hakeri, s. 259.
19
Antolisei, s. 376; Mağdurun önceden reçeteli olarak kullandığı ilacı ikinci kez aynı
eczacıdan reçetesiz alması sonrasında ölmesi halinde, doktorun ikinci kez reçete
yazmakta tereddüt etmeyeceğini belirttiği olaya ilişkin örnek için bkz. Hafızoğul-
ları-Özen, s. 293; Cadoppi-Veneziani, s. 298.
20
Mantovani, s. 365; Giovanni Fiandaca-Enzo Musco, Diritto Penale, Parte Generale,
Zanichelli, Bologna 2007, s. 559, 560; Domenico Rende, “Dolo di danno, dolo di
pericolo e colpa con previsione”, Studi in Onore di Mariano d’Amelio, Roma 1933,
s. 8; Cadoppi-Veneziani, s. 301; Hafızoğulları-Özen, s. 300; Centel-Zafer-Çakmut,
s. 368; Zafer, s. 268; Özbek ve diğerleri, s. 461; Mustafa Özen, Ceza Hukukunda
Taksir, Adalet Yayınevi, Ankara 2011, s.157; Bilinçli taksirin kusurluluğun üçüncü
bir türü olduğu görüşü için bkz. İçel, s. 187; Mahmut Koca-İlhan Üzülmez, Türk
Ceza Hukuku Genel Hükümler, 5. Baskı, Seçkin Yayınevi, Ankara 2012, s. 210.