Previous Page  238 / 545 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 238 / 545 Next Page
Page Background

237

TBB Dergisi 2017 (128)

Şafak PARLAK BÖRÜ

kurtulmak amacıyla yapılmaktadır.

23

Her iki durumda da taraflar yap-

tıkları işlemin gerçekleşmesini istemektedirler. Ancak inançlı işlemler

geçerli iken, kanuna karşı hile ile yapılan işlemler geçersiz işlemlerdir.

D. Teminat Amacıyla Yapılan İnançlı İşlemler

Teminat araçları geleneksel sınıflandırmada şahsî teminatlar ve

aynî teminatlar olmak üzere iki gruba ayrılır. Taraflar kanunda öngö-

rülen teminat şekillerinden birini seçmek konusunda serbest olmakla

birlikte, bu sınırlı teminat vasıtaları karmaşık kredi hayatının tüm ihti-

yaçlarına cevap verebilmek konusunda zaman zaman yetersiz kalmak-

tadır. Örneğin, şahsî teminatların en klasik örneği olan kefalet ile kredi

alacaklısının zarara uğrama tehlikesine her zaman engel olunamadığı

gibi, güvenilebilecek ve mali durumu sağlam bir kefil bulabilmek de

çok kolay olmamaktadır. Aynî teminatlardan taşınmaz rehini sadece ta-

şınmazları olan kişiler için bir kredi/teminat vasıtası olabilmesinin ya-

nında, yine rehinin paraya çevrilmesi aşamasının içerdiği zorluklar ne-

deniyle kredi verenler için caydırıcı olabilmektedir. Teslim şartlı taşınır

rehini ise, hükmen teslim yolunun kapalı olması ve zilyetliğin devrine

ilişkin sıkı şartlar nedeniyle genellikle tercih edilmemekte, öngörülen

hukuki yapı kredi sağlamak isteyen kişinin işine gelmemektedir.

24

Hukuk düzeni tarafından tanınan teminat araçları modern haya-

tın ihtiyaçlarını karşılamak konusunda bazen yetersiz kalmaktadır.

Pozitif hukukun yetersiz kaldığı yerlerde, pratik hayat daima kendisi-

ne uygun hukuki çözümler bulur ve bunları geliştirir. Tanınan temi-

nat araçları ile istenilen amaca ulaşılamaması ya da işlemlerin çeşitli

zorluklar içermesi, bir alacağın ya da bir şeyin teminat amaçlı devri

için inançlı işlemler yapılmasını tercih edilen araçlardan biri haline

getirmiştir. Örneğin, borçlu aldığı krediye karşılık taşınmazı üzerinde

ipotek tesis etmek yerine, taşınmazın mülkiyetini ya da alacağını ala-

caklıya devretmekte, alacaklı ile de borcunu ödediğinde taşınmazının

veya alacağının kendisine iade edileceği konusunda bir inanç anlaş-

ması yapmaktadır.

23

Özkaya, s.32; Uygur, s.188; Nihat Yavuz, Doğrudan Doğruya Temsil/Namı Müs-

tear/Dolayısıyla Temsil/ İnançlı İşlem/Tarafta Muvazaa/Namı Müstear ile Mu-

vazaa İlişkisi/İspat Rejimi (ve) Kanuna Karşı Hile Kavramları ile Bunlara İlişkin

Yargıtay Uygulaması, YD, 2001, C.27, s.98.

24

Özsunay, s.35-36; Öztürk, s.37.