Previous Page  243 / 545 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 243 / 545 Next Page
Page Background

242

Mülkiyetin Teminat Amacıyla İnançlı İşlemle Devri

değerleri, saklanmak, kullanılmak ya da yönetilmek üzere inançlı ola-

rak güvendiği bir kimseye devredebilir.

39

B. Karma İnançlı İşlemler

İnanılan yararına yapılan inançlı işlemlere “karma inançlı işlem-

ler” denir. Karma inançlı işlemlerde daha çok inanılanın yararı göz

önünde tutulduğundan, bu işlemler “inanılanın yararına inançlı iş-

lemler”, “bencil inançlı işlemler” şeklinde de ifade edilmektedir.

40

Bir

sonraki bölümde inceleyeceğimiz mülkiyetin teminat amacıyla devri

ya da alacağın teminat amacıyla devri karma inançlı işlemlerin klasik

örnekleridir.

41

Roma Hukukunun “fiducia cum creditore”sini karşılayan karma

inançlı işlemlerde, çoğu zaman kredi alacaklısı olarak ortaya çıkan

inanılan, inanç konusu şeyi kendi yararına elinde bulundurur. Ancak

inanılanın inanç konusu şey üzerindeki tasarruf hakkı mutlak ve ke-

sin değildir.

42

Örneğin, bir alacağın başka bir alacağa teminat teşkil

etmek üzere inançlı olarak devredilmesinde, inanılan teminat alacağı

üzerinde serbestçe tasarruf edebilirse de, bu hakkını kullanırken te-

minat gösterenin menfaatlerini de korumak zorundadır.

1. Alacağın Teminat Amacıyla Devri

Bir alacağın veya devre elverişli bir hakkın, bu hak veya alacağın

sahibi olan kişi tarafından, kendisinin borçlusu bulunduğu başka bir

alacağa teminat teşkil etmek üzere, ana-alacak adı verilen alacağın sa-

hibine inançlı olarak devrine “alacağın teminat amacıyla devri” (Sic-

herungsübereignung) denir.

43

Bu tür inançlı işlemlerde devralan şahıs

39

Öztürk, s.70. İdare amacıyla alacak devirlerine ise özellikle zor duruma düşmüş

bulunan ticari işletmeleri yeniden canlandırmak amacıyla başvurulduğu görül-

mektedir. Ödemelerini erteleyen bir ticari işletme ya da durumu kötüleşen bir

banka, henüz tahsil edilmemiş tüm alacaklarını genellikle bir tüzel kişiye devre-

der. İnançlı devir ile mevcut alacakların idaresi, henüz tahsil edilmemiş alacakla-

rın tahsili ve inananın iş ilişkilerinin yeniden canlandırılarak işletme veya banka-

nın yeni baştan organize edilmesi amaçlanır, Oğuz, s.243; Özsunay, s.55.

40

Özkaya, s 43; ayrıca bkz. Özsunay, s.43-44.

41

Tandoğan, s.545.

42

Feyzioğlu, s.215; İhsan Özmen/Eraslan Özkaya, Muvazaa Davaları (Taraf

Muvazaası, Muris Muvazaası, İnançlı Sözleşmeler, Nam-ı Müstear, Kanuna Karşı

Hile ve İptal Davaları), Doktrin ve Yargıtay Kararları, Ankara 1993, s.447-448.

43

Keller, s. 49; Özsunay, s. 57-58.