Previous Page  391 / 545 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 391 / 545 Next Page
Page Background

390

(Marksist Kuram Açısından) Kapitalist Düzende Ücret ve Kuramın Görüşlerinin ...

yapıldığı

96

gibi saptanmış olan asgari ücretle, bırakınız işçilerin ge-

çim şartları, onların açlık sınırı bile dikkate almamıştır. Gerçekten de

TÜRK-İŞ tarafından yapılan hesaplamalara göre örneğin Ocak 2016

tarihi itibarıyla dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 1.447 TL, yoksulluk

sınırı 4.714 TL, bir kişinin geçim maliyeti ise 1.782 TL’dir.

97

Türkiye’de asgari ücretin açlık sınırının altında saptanması, Mark-

sistlerin öngördüğünden daha vahşi bir kapitalist düzenin ülkede ge-

çerli olduğunu somut bir şekilde ortaya koymaktadır. Gerçekten de

yukarıda ayrıntılı bir şekilde belirtildiği üzere Marx, Adam Smith’in

düşüncelerine katılarak kapitalist bir düzende asgari ücretin işçinin

varoluş ve üreme giderlerinden oluşacağı ifade edilmiştir. Türkiye’de

saptanmış olan asgari ücretin, dört kişilik bir aileye sahip olan asga-

ri ücretlinin soyunu sürdürmesine yeterli değildir.

98

Asgari ücretlinin

ailesinde birkaç kişinin çalışması sayesinde açlık sınırının kolaylıkla

aşılabileceği savlanabilir. Kanımızca bu sav son derece isabetsizdir.

Zira ülkede her isteyenin asgari ücretli bir iş bulabilmesi olanaklı

olmadığı gibi her ailede, herkesin çalışabilmesi de olanaklı değildir.

Zaten Türkiye’de işçi ailelerinin çoğunda yalnızca baba asgari ücret

gelirine sahip bulunmakta, ailenin diğer fertlerinin herhangi bir geliri

bulunmamaktadır.

Yine yukarıda ayrıntılı bir şekilde belirtildiği üzere işçinin kapita-

liste duyduğu gereksinim kadar acil olmasa da kapitalist işçiye gerek-

sinim duyar. Zaten kapitalist bir düzende asgari ücretin işçinin varo-

luş ve üreme giderlerinin fiyatına göre “belirlenmesinin amacı” (ratio

legis), kapitalistin işçiye gösterdiği merhamet değil,

99

işçi çocukların-

96

Zira saptanan asgari ücret yüksek olmadığı gibi az sonra belirtileceği üzere dört

kişilik bir ailenin açlık sınırı altında da bulunmaktadır.

97

Bkz.

(www.turkis.org.tr

, Erişim Tarihi, 10.3.2016).

98

Türkiye’de işçi veya çocuklarının açlıktan ölmediği, dolayısıyla işçinin soyunu

sürdürmesinin olanaklı olduğu savlanabilir. Kanımızca bu sav iki açıdan isa-

betsizdir. Bir kere ülkede gittikçe kaybolmaya başlasa da hala güçlü bir sosyal

dayanışma bulunmaktadır. Bu dayanışma açlıktan doğrudan ölümleri büyük öl-

çüde engelleyebilmektedir. İkinci olarak ülkede açlıktan doğrudan ölüm olayları

bulunmasa da açlığa bağlı dolaylı yönlerden ölüm olaylarıyla karşılaşılmaktadır.

Zira binlerce, belki de yüzbinlerce işçi veya çocuğu yeterli gıda alamaması, bir

bakıma gizli açlık içerisinde bulunması yüzünden ölümcül hastalıklara kolaylıkla

yakalanarak erkenden mezara gitmektedir.

99

Nitekim Engels’in isabetli olarak belirttiği üzere, burjuvazinin çalıştırsa iyi olaca-

ğını düşündüğü fazla işçinin bulunduğu durumlarda, burjuvazinin artık işçilerin

açlıktan ölmesini tercih edeceğini, çünkü onun işçilere, emeklerinin ürününü kâr