Previous Page  396 / 545 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 396 / 545 Next Page
Page Background

395

TBB Dergisi 2017 (128)

Hasan DURSUN

ilişkisinde kapitalistin, önde çalımla yürüdüğünü, emek-gücü sahibi-

nin onun emekçisi olarak peşi sıra onu izlediğini, kapitalistin önem-

li insan pozunda, sırıtkan, iş bilir; emekçinin ise sıkılgan, çekingen,

kendi derisini pazara götüren ve yüzülmekten başka umudu olmayan

bir kimse gibi olduğunu belirterek işçi bakımından zorlayıcı bir ilişki

doğduğunu ima etmekte,

107

Engels ise iş sözleşmesinin, taraflar arasın-

da özgürce yapılmış sayıldığını, ancak bu özgürlüğün, taraflar arasın-

daki eşitliğin, yasa tarafından

kâğıt üzerinde

kurulmasına dayandığını,

iki tarafın gerçek iktisadi durumuyla veya sınıflar arasındaki ayrılığın

taraflardan birisine verdiği gücün, bu güçlü tarafın öbürü üzerindeki

baskısıyla hukukun ilgilenmediğini ve iş sözleşmesi süresi boyunca,

biri ya da öbürü açıkça vazgeçmedikçe, iki tarafın da aynı haklardan

yararlanıyor sayıldığını ifade etmektedir. Bundan da öte Engels, ikti-

sadi koşulların, işçiyi sözüm ona hak eşitliğinin son kırıntılarından

da vazgeçmeye zorlaması durumunun bile hukukun umurunda ol-

madığını ifade ederek

108

mübadelede, işçi bakımından oluşan zorlayıcı

ilişkiye vurgu yapmaktadır. Görüldüğü üzere vahşi bir neo-liberal dü-

zenin uygulandığı Türkiye’de asgari ücretin bireysel iş sözleşmeleriy-

le düzenlenmesi durumunda mevut durumda açlık sınırının altında

bulunan asgari ücret, salt işçinin karın tokluğuna dönüştürülecektir.

Zira ülkede mesleksiz veya niteliksiz işgücü yaygın olduğu için boğaz

tokluğuna yetecek ücreti kabul edebilecek binlerce emekçi bulunabile-

cektir. Böyle bir duruma, Anayasanın 2. maddesinde belirtilen sosyal

hukuk devleti ilkesi engel teşkil etmektedir. Bu saptamadan sonra as-

gari ücretin içeriğine yönelik önerilerde bulunulması uygun olacaktır.

- Türkiye’de asgari ücret yerinde bir şekilde ulusal düzeyde sap-

tanmasına karşın belirlenen miktar yukarıda ayrıntılı bir şekilde

görüldüğü üzere tam anlamıyla bir sefalet ücreti niteliğini taşı-

maktadır. Saptanan bu asgari ücret, genellikle düz işçilere uygu-

lanıyor olsa da söz konusu işçilerin sayıları ülkede oldukça fazla

107

K. Marx, Kapital Birinci Cilt, [Orijinali, Das Kapital, Kritik der politischen Öko-

nomie, Band 1, 1867). İngilizcesinden (Capital, A Critical Analysis of Capitalist

Production, volume 1, Lawrance and Wishart, London, 1971) Türkçeye çeviren,

Alaattin Bilgi], Sekizinci Baskı, Sol Yayınları, Ankara 2007, s. 179.

108

Engels, F. Ailenin Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni, [Orijinali, Der Ursprung

der Familie des Privateigentums und des Staats, 1884) Fransızcasından (L’origine

de la famille, de la propriété et de l’état, Editions Sociales, Paris 1969) Türkçeye

çeviren Kenan Somer], Sol Yayınları, Ankara 2005, s. 86.