Previous Page  494 / 545 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 494 / 545 Next Page
Page Background

493

TBB Dergisi 2017 (128)

Fatih KESKİN

ettirmesi ve parti sisteminin dönüşümü özel medya endüstrisinin iler-

lemesiyle ve yeni enformasyon ve iletişim tekniklerinin sözünü din-

letmesiyle bağlantılı bir kamusalın yapısal değişimidir. Ticari hesap-

lar yaygınlaştırılan içerikleri, dünya ve toplumsal tasarımları giderek

daha çok belirlemekte ve içerisine sızmaktadır. Enformasyon aktarımı

ve iletişim tekelci denetimli pazarın dinamiğine bağlı hale gelmek-

tedir. Politik enformasyon bu nedenle “enfotainment” olma eğilimi

göstermektedir. Politik ve ticari reklamlar birbirine yaklaşmakta (...)

Maddesel entegrasyonun sınırlandırılan hareket özgürlüğü ve toplu-

mun büyüyen parçalanması nedeniyle partiler için özgül toplumsal

gruplara ve toplumsal-kültürel çevreye dayanmak giderek zorlaşmak-

tadır. Partilerin kendilerince hızlandırılan bir “bireyselleşme” süreci

başlamaktadır. Sonucunda sadık seçmenler ufak parçalara ayrılmak-

ta, üyelikler küçülmekte, parti politikasına bağlılık gerilemekte ve se-

çim yönelimleri dalgalanmaktadır. Partilerin politik davranışı oyların

taktiksel azamileştirilmesince yönlendirilmektedir. İnandırma gücü

ve rekabet yeteneği özellikle medyatiklik ve propaganda tekniği be-

cerisiyle ilişkilenmiştir. Bir anlamda sürmekte olan durumu ideolojik

olarak sağlamlaştıran kültür endüstrisi yapısının bir parçası haline

gelmekteler. Bu sayede parti tabanının etkin katılımı anlamını yitir-

mekte ve yerine getirildiği müddetçe daha çok rahatsız edici bir unsur

karakteri haline gelmekte. Medya donanımlı mekanizmalar, devlet fi-

nansına bağımlı hale gelen ya da büyük bağışlara yol açan muazzam

para miktarını yutmaktadır.

32

Böylelikle Hanna F. Pitkin’in “başkaları adına konuşmak” ve “on-

ları temsil etmek” şeklinde ele aldığı politik etkinliğin anlaşılmasında

önemli iki unsur günümüzde sorunlu hale gelmiştir. Pitkin’in güçlü

bir şekilde vurguladığı “Modernlikte neredeyse herkes temsilciler ta-

rafından yönetilmek istemekte (…); her politik grup ya da her politik

hedef temsilci talep etmekte; her hükümet temsil etme iddiasında”

33

argümanı geçerliliğini yitirmektedir. Hardt ve Negri de en son eser-

lerinde “göreceli demokrasi”den bahsetmekte ve sert bir biçimde tem-

sil prensibine saldırmaktadırlar. “Bugün temsilin modern mitosuna

inansak ve halkın temsilini halk egemenliğinin bir aracı olarak kabul

32

Hirsch, 2005, s. 4-5.

33

Hanna F. Pitkin, The Concept of Representation, University of California Press,

1967, s.2.