Previous Page  266 / 405 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 266 / 405 Next Page
Page Background

265

TBB Dergisi 2017 (129)

Belin KÖROĞLU ÖLMEZ

tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri

Kanunu uyarınca faaliyet gösteren finansal kuruluşlar ile kredi ve kefalet sağ-

layan kamu veya özel kurum ve kuruluşlar

” olarak tanımlanmaktadır. Söz-

leşmenin karşı tarafı ise tacir, esnaf, çiftçi, üretici örgütü veya serbest

meslek erbabı gerçek ve tüzel kişiler olabilmektedir. İlgili Kanun’un

2’nci maddesinin 1’inci fıkrasının (ğ) bendi uyarınca tacir, “

13.1.2011

tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre tacir kabul edilen kişiyi

”; (c)

bendi uyarınca esnaf, “

7.6.2005 tarihli ve 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar

Meslek Kuruluşları Kanununa göre faaliyet gösteren esnaf ve sanatkârı

”; (b)

uyarınca çiftçi, “

18.4.2006 tarihli ve 5488 sayılı Tarım Kanununa göre faali-

yet gösteren çiftçiyi

”; (l) uyarınca üretici örgütü, “Üretici ve yetiştiricile-

rin ilgili kanunlara dayanarak kurdukları tarımsal amaçlı kooperatif

ve birlikleri”; (j) uyarınca serbest meslek erbabı ise “

31.12.1960 tarihli ve

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununa göre tanımlanan serbest meslek erbabını

ifade etmektedir.

Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu uyarınca rehin sözleşmesi,

tacir ve/veya esnaf arasında da kurulabilmektedir. Gerekçede bu hu-

susun, tacir ve esnafların yatırımlarını karşılıklı destekleyebilmelerine

yönelik bir imkân oluşturulması amacıyla düzenlendiği belirtilmekte-

dir.

4

İlgili Kanun ile yürürlükten kalkacak olan TİRK’te ise ticarî işlet-

me rehni; tüzel kişiliği haiz ve sermaye şirketi olarak kurulmuş kredi

müesseseleri, kredili satış yapan gerçek ve tüzel kişiliği haiz müessese-

ler ve kooperatifler ile ticarî işletmenin maliki bulunan gerçek ve tüzel

kişiler arasında kurulabilmekteydi. TİRK uyarınca rehin sözleşmesi-

nin taraflarından birini oluşturan ticarî işletmenin maliki olan gerçek

ve tüzel kişiler, her zaman Türk Ticaret Kanunu’nun 12’nci maddesi

uyarınca taciri karşılamamaktaydı. Öyle ki bir kimsenin ticarî işletme-

nin maliki olmakla birlikte; o ticarî işletmeyi kısmen dahi olsa kendi

adına işletmemesi hâlinde tacir sıfatını kazanması mümkün olmaya-

caktır. Bu nedenle, Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu ile rehin

sözleşmesinin taraflarından birinin tacir olarak nitelendirilmesi daha

isabetli görünmektedir.

5

4

Gerekçe, m. 3.

5

TİRK döneminde aynı yönde bkz. Erdem, s. 44-45. Ticarî işletme maliki yerine

tacir teriminin tercih edilmesinin yaratabileceği sorunlar için bkz. Başak Şit İma-

moğlu, Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu Üzerine Bir İnceleme, Ankara

2017, s. 15-16.