Previous Page  82 / 405 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 82 / 405 Next Page
Page Background

81

TBB Dergisi 2017 (129)

Özen KAYA GÖÇMEN / Ender DEDEAĞAÇ

VUK 10 maddesini incelediğimizde, tüzel kişinin vergi mükelle-

fi olması halinde, tüzel kişiliğe düşen görevler, tüzel kişinin “kanuni

temsilcisi” tarafından yerine getirilmek zorundadır. Gene aynı madde

hükmüne göre, tüzel kişinin yerine getirilmemiş görevlerinden yani

ödenmemiş vergilerinden, kanuni temsilci, şahsi mal varlığı ile so-

rumludur. YTTK 64 maddesinin gerekçesini dikkate aldığımızda, bu

konuda sorumlu tutulması gereken, kanuni temsilcinin, muhasebe

düzeni ile görevlendirilen ve YTKK’ya göre görev ve yetki devredilen

profesyonellerin olması gerekmektedir.

Bu durumda, tüzel kişiliğin vergiye ilişkin görevlerinin yerine

getirilmesi ve hatta vergi daireleri karşısında temsili, yönetim kuru-

lunun devredilemez yetkileri arasında yer almadığına göre, görev ve

yetki devri yolu ile kanuni temsilci belirlenmiş hale gelir. Eğer böy-

lesi bir görev ve yetki devri, YTTK’ya uygun olarak gerçekleştirilmiş

ise, yönetim kurulunun öncelikle sorumluluğu, görevlinin seçiminde

gösterilen özenle sınırlı hale gelir. Bunun dışında yönetim kurulunun

sorumluluğu, üst düzey yönetim ve üst düzey denetimle ilgili yü-

kümlülüğünü yerine getirmemekten kaynaklanır. Örneğin, muhasebe

planlamasını ya da finansal sistemi şirketin gereksinimi ile uyumlu

olarak gerçekleştirmemiş ise bundan ötürü sorumluluğu doğar.

Her ne kadar, bu güne kadar olan uygulamada, tüzel kişinin ka-

nuni temsilcisi, borcun ödenmemesinden ötürü sorumluluğuna gidi-

lemeyeceğini örneğin VUK 13 maddesinde yer alan mücbir sebepler-

den birine ya da maddede yer alan “gibi” ibaresinden yararlanarak,

kabul edilebilir bir mücbir sebebi ileri sürerek sorumluluktan kurtu-

labilirken yani mücbir sebebe ilişkin maddi vakıayı ileri sürmek ve

kanıtlamak görevi kanuni temsilciye ait iken, kanımızca, YTTK’nın

553 inci maddesi hükmü nedeniyle, kanuni temsilcinin sorumlu oldu-

ğunun kanıtlanması vergi idaresine yüklenmiş olmalıdır. Üstelik bu

sorumluluk saptanırken, vergiyi tahakkuk ettiren ve de uyuşmazlığı

çözmekle yükümlü olan vergi hakimi resen farklılaştırılmış teselsül

ilkesi doğrultusunda hareket etmek zorundadır.

Unutulmaması gereken bir husus, uygulamada riayet edilmemek-

le birlikte ETTK dönemimde de, yönetim kurulunun sorumluluğu

kusur sorumluluğu olarak kabul edilmekte ve vergi dairesi dışında