Previous Page  176 / 457 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 176 / 457 Next Page
Page Background

175

TBB Dergisi 2017 (130)

Recep DOĞAN

oldukları toplumun baskıcı sosyal normları karşısında, belli bir top-

lumsal gruba mensup olmaları sebebiyle zulme uğrayabilecekleri ve

bu nedenle 1951 Sözleşmesi’nin 1 (A) 2 maddesinde belirtilen mülteci

tanımına uygun düşebilecekleri belirtilmiş ise de,

56

Kanada, İngilte-

re ve Avustralya dışındaki ülkelerde, devlet organlarının veya kamu

görevlilerinin emir/talimat vermek, desteklemek veya sessiz kalmak

suretiyle doğrudan doğruya müdahil olmadığı aile/ hane içi şiddet va-

kalarında, kadınların sistematik ve yaygın şiddet sebebiyle yaptıkları

iltica başvuruları ret edilmekteydi. Bu vakalar bireysel şiddet vakaları

olarak kabul edilmekte, uygulanan şiddet veya zulmün devlet ile bir

ilgisinin olmadığı savunulmakta idi. İşte, İstanbul Sözleşmesi bu tür

yorumlara son verilmesini amaçlamıştır. İstanbul Sözleşmesi önce 3/d

maddesinde kadınlara yönelik “toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin”

tanımını yapmış, ardından, 60’ncı maddesinde ise, “toplumsal cinsiye-

te dayalı şiddet” tanımının kapsamına girebilecek eylemlerin, toplum-

sal cinsiyet farklılıklarına duyarlı bir şekilde yorumlanarak, bu şiddet

eylemleri nedeniyle zulme maruz kalan veya zulme uğramaktan haklı

nedenlerle korkan kadınlara, 1951 Sözleşmesi’nin 1 A (2) maddesinde

belirtilen diğer şartların gerçekleşmesi halinde, taraf devletlerce sığın-

macı [mülteci] statüsünün verilmesinin uygun olacağını belirtmiştir.

TOPLUMSAL CİNSİYETE DAYALI ŞİDDET VE SIĞINMA

HAKKI

Konunun hukuki boyutlarının detaylarına geçmeden önce, cinsi-

yet (

sex

) ve toplumsal cinsiyet (

gender

) terimlerinin kısa bir tanımının

yapılmasında fayda umulmaktadır. Cinsiyet bireyin biyolojik cinsiye-

tine bağlı olarak doğuştan itibaren belirlenen demografik bir kategori-

dir. İnsanların nüfus cüzdanlarında yazan cinsiyet bu terimin anlamı-

na uygundur. Toplumsal cinsiyet, terimi ise kadın veya erkek olmaya

toplumun ve kültürün yüklediği anlamları ve beklentileri ifade eder.

Dolayısıyla kültürel bir yapıyı karşılar. Bu bağlamda, toplumsal cinsi-

yet, bireyi kadınsı ya da erkeksi olarak karakterize eden psiko-sosyal

özelliklerdir.

57

56

“Refugees, Women and International Protection” adopted by the Executive Com-

mittee of the United Nations High Commission for Refugees, 1985.

57

Zehra Yaşin Dökmen, Toplumsal Cinsiyet, Sosyal Psikolojik Açıklamalar, Dör-

düncü Baskı, Remzi Kitabevi, İstanbul, 2014, s. 20.