

120
(Marksist Kuram Açısından) Kapitalist Düzende İdare Hukuku ve Kuramın Görüşlerinin ...
yer alan çatışmayı hafifletmesi, “düzen” sınırları içinde tutması gere-
ken bir güç gereksinmesinin kendisini kabul ettireceğini, işte toplum-
dan doğan, ama onun üstünde yer alan ve gitgide ona yabancılaşan bu
gücün devlet olduğunu vurgulamaktadır.
14
Engels, devletin, sınıf karşıtlıklarını frenleme gereksiniminden,
daha somut deyişle, bu sınıfların çatışması ortasında doğduğuna göre
kural olarak en güçlü sınıfın iktisadi bakımdan egemen olan ve bu-
nun sayesinde siyasal bakımdan da egemen sınıf durumuna gelen ve
böylece ezilen sınıfı boyunduruk altında tutmak ve sömürmek için
yeni araçlar kazanan sınıfın devleti olduğunu, işte bundan ötürü, an-
tik devletin her şeyden önce köleleri boyunduruk altında tutmak için
köle sahiplerinin devleti olduğunu, feodal devletin, serf ve angaryacı
köylüleri boyunduruk altında tutmak için soyluların organı, modern
temsili devletin ise ücretli emeğin sermaye tarafından sömürülmesi-
nin aleti olduğunu ifade etmektedir. Yazar, bununla birlikte, ayrıksı
olarak, savaşım durumundaki sınıfların birbirlerini dengelemeye çok
yaklaştıkları öyle bazı durumların olacağını, böyle durumlarda, devlet
gücünün sözde-aracı olarak, bir zaman için, bu sınıflara karşı belirli
bir bağımsızlık durumunu koruyacağını belirtmektedir. Yazar, XVII.
ve XVIII. yüzyıl mutlak krallıklarının soyluluk ile burjuvazi arasındaki
dengeyi böyle kurduğunu, birinci ve özellikle ikinci Fransız İmpara-
torluğunun proletaryaya karşı burjuvaziyi, burjuvaziye karşı da pro-
letaryayı kullanan bonapartizmin, bu sınıflar karşısındaki bağımsızlık
durumunu bu şekilde koruduğunu savlamaktadır. Yazar, bu konuda,
egemen olanlarla baskı altında tutulanların aynı derecede komik bir
figür oluşturdukları yeni örneğin, Bismarck ulusunun yeni Alman İm-
paratorluğu olduğunu, burada, terazinin bir kefesine kapitalistlerin,
bir kefesine de emekçilerin konduğunu ve ikisinin sırtından da ahlak-
sız Prusyalı toprak ağlarına çıkar sağlandığını belirtmektedir.
15
Engels, toplumun bir sömüren bir de sömürülen sınıf biçimindeki
ilk büyük bölünüşünün en yüksek gelişmesine uygarlık çağında erişen
kölelikle birlikte meydana geldiğini, bu bölünüşün, bütün uygarlık bo-
yunca sürüp gittiğini, köleliğin ilk sömürü biçimi olduğunu, bu biçi-
min antik dünyaya özgü bir biçim olduğunu, onun yerine ortaçağda
14
Engels, Ailenin Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni, s. 199.
15
Engels, Ailenin Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni, s. 201.