

166
(Marksist Kuram Açısından) Kapitalist Düzende İdare Hukuku ve Kuramın Görüşlerinin ...
olmayan ve koltuk değneğiyle yürüyen bir insan olmaktan öteye geçe-
mezdi… (Y)eni Anayasa, Devlet yapısı ve faaliyetleri itibarıyla bu sa-
kıncayı giderecek bir tarzda bina edilmiştir.” şeklinde beyanda bulu-
narak yürütme organının güçlendirilmesine açıkça destek vermiştir.
111
Az önce 12 Eylül Cuntasının Anayasaya koyduğu birtakım hü-
kümlerle yürütme veya İdarenin güçlendirilmesi doğrultusunda çaba
gösterdiği belirtilmişti. Bu hükümlerden ilki, Anayasanın 8. maddesi-
dir. 1961 Anayasası’nın 6. maddesinde yürütme yalnızca “görev” ola-
rak tanımlanırken 1982 Anayasası’nın 8. maddesinde “yetki ve görev”
olarak tanımlanmıştır. Yürütmenin “yetki ve görev” olarak tanımlan-
ması, onun güçlendirilmesi anlamını taşıyacağı ve bu durum tekelci
kapitalizmin isteri olması karşın kanımızca dürüst davranılmayarak
farklı bir gerekçeyle bu olguya hukuksal bir destek sağlanmaya çalışıl-
mıştır. Gerçekten de 1982 Anayasası’nın 8. maddesinin Milli Güvenlik
Konseyince de benimsenen gerekçesinde şu görüşler savunulmuştur:
“1961 Anayasası düzenlenirken, Türkiye’mizde fert, hak ve özgürlük-
leri için tehlikelerin devamlı surette yürütme kuvvetinden geldiği göz-
lemlenmiştir. Esasen modern çağlarda 1215 Magna Carta’sından beri
ferdin devlet başkanının sultasından kurtulup özgür olabilmek için
yaptığı mücadelede hedef daima yürütme kuvveti olmuştur. Fert, yü-
rütme kuvvetinin yetkilerini, birer birer kopararak, onu mümkün ol-
duğu ölçüde yetkisiz kılmak istemiştir. Bundan dolayı da bütün hukuk
düzeni, Devlet Başkanına ve yürütme kuvvetine karşı bir mücadele
şeklinde gelişmiştir. 1961 Anayasası, bu felsefeye sadık kalarak yürüt-
meyi devletin yönetiminde, bütün faaliyetlerinde, yasama kuvvetine
bağlı, yasama tabi bir kuvvet olarak düzenlemiş idi. Hâlbuki modern
hayatta yürütme kuvveti devletin beyni, hareket gücünün kaynaklan-
dığı motorudur. Bundan dolayıdır ki 1961 ila 1989 arasındaki devre-
de karar almak kudretinden yoksun hükümetler görülmüştür. İşte bu
duruma son vermek için yürütme yasamaya tabi bir organ olmaktan
çıkarılmış, her iki kuvvetin Devlet faaliyetlerinin düzenlenmesinde
eşitlik ve denklik içinde işbirliği yapmalarını öngören parlamenter
hükümet sistemi bütün gerekleriyle uygulanmaya konulmuştur. Bu
nedenle, yürütme, 1961 Anayasasında olduğu gibi bir görev olmaktan
111
Nak. E. Özbudun, Türk Anayasa Hukuku, İkinci Baskı, Yetkin Yayınları, Ankara
1988, s. 49 ve dn. 1.