Previous Page  244 / 405 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 244 / 405 Next Page
Page Background

243

TBB Dergisi 2017 (131)

Gökçe KURTULAN

Tahkime elverişli olmayan bir uyuşmazlık söz konusu olduğunda

bu hakem kararının iptal edilebilir olduğu ortaya koyulduktan sonra,

hangi uyuşmazlıkların Türk hukuku uyarınca tahkime elverişli olma-

dığı üzerinde durmak gerekir. “İki tarafın iradelerine tâbi olmayan

uyuşmazlıklar” ifadesi, bu sorunun yanıtlanması için yeterince yol

gösterici değildir. Kuşkusuz ceza hukuku, idare hukuku gibi kamu

hukuku uyuşmazlıklarının çoğunda ve kamu düzenine ilişkin kabul

edilen aile ve miras hukuku uyuşmazlıklarında taraf iradelerinin ro-

lünün kısıtlı olduğu ortadadır.

15

Bununla birlikte bunlardan başka bir-

çok özel hukuk sözleşmesinde de tahkime elverişlilik hususu günde-

me gelmektedir. Örneğin kira sözleşmelerinde,

16

iş sözleşmelerinde,

17

taksitle satım sözleşmelerinde

18

ve aşağıda tartışılacak olmakla birlikte

tüketici sözleşmelerinde durum böyledir.

Bu örneklerden yola çıkarak tahkim ile çözülmesi mümkün ol-

Türk hukukuna göre geçersiz olduğunu (… )İspat ederse veya,

2. Mahkemece;

a) Hakem veya hakem kurulu kararına konu uyuşmazlığın Türk hukukuna göre

tahkime elverişli olmadığı (…) tespit edilirse. (…)”

15

Aynı yönde Akıncı, s. 77-78.

16

Her ne kadar MTK’nın ilgili maddesinde “Türkiye’de bulunan taşınmaz mallar

üzerindeki aynî haklara ilişkin uyuşmazlıklar” için tahkim yolunun kapalı oldu-

ğu belirtilmiş olsa da, taşınmaz kiralarına ilişkin uyuşmazlıkların da Yargıtay ta-

rafından tahkime elverişli kabul edilmediği görülmektedir. Bu kararlar için bkz.

Akıncı, s. 74.

17

4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesinde “İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bil-

diriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı

iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde iş mahkeme-

sinde dava açabilir. (...) taraflar anlaşırlarsa uyuşmazlık aynı sürede özel hake-

me götürülür.” ifadesi yer almaktadır. Böylece iş sözleşmesinden kaynaklanan

uyuşmazlıklar bağlamında sadece işe iade davalarının tahkime elverişli olduğu

söylenebilir. Ancak Yargıtay, bu tahkim anlaşmasının geçerli olabilmesini, ancak

uyuşmazlık ortaya çıktıktan sonra yapılmış olmasına bağlamıştır. Bkz. Akıncı, s.

80-81.

18

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 262. maddesi uyarınca taksitle satım sözleş-

melerinden kaynaklanan uyuşmazlıkların tahkim yoluyla çözümlenmesi mümkün

değildir. Madde metni şu şekildedir: “Yerleşim yeri Türkiye’de olan alıcı, tarafı

olduğu taksitle satış sözleşmesinden doğacak uyuşmazlıklar konusunda, yerleşim

yerindeki mahkemenin yetkisinden önceden feragat edemeyeceği gibi, tahkim söz-

leşmesi de yapamaz.” Bununla birlikte 263. maddenin son fıkrası uyarınca bu hü-

küm, “alıcının tacir sıfatıyla hareket ettiği veya malın bir ticari işletmenin ihtiyacı

için ya da meslekî amaçlarla satın alınması durumunda” uygulama bulmayacaktır.

Başka bir deyişle taksitle satım sözleşmelerinin tahkime elverişli olmadığına ilişkin

262. madde, ancak tüketici sözleşmeleri için anlam kazanacaktır.