

285
TBB Dergisi 2017 (131)
Pınar ÇAĞLAYAN AKSOY
ğu görülmektedir.
79
Doktrinde hakkın kötüye kullanılması hallerinden
biri olan çelişkili davranış yasağına aykırılığın yaptırımının, o hakkın
ileri sürülememesi /reddedilmesi olduğu belirtilmektedir.
80
Bu açıklamalar dikkate alındığında, incelemekte olduğumuz olay
hakkında şu sonuca varılması yerinde olacaktır: Sağlayıcı ceza ko-
şulunu talep hakkı muaccel olmasına rağmen hakkını uzun bir süre
kullanmadığı ve bayide bu hakkını kullanmayacağı yönünde güven
yarattığı için, ceza koşulu alacağını ileri süremeyecek; talebi reddedi-
lecektir. Hemen belirtelim ki Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararın-
dan, sağlayıcının ceza koşulunu geç talep etmek bakımından kusurlu
olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Ancak bunun bir önemi de yoktur.
Zira çelişkili davranış yasağına aykırılıktan söz edilmesi için dürüst-
lük kuralına aykırılık teşkil eden bir gecikmenin söz konusu olması
yeterlidir. Bu nedenle çelişkili davranışta bulunan sağlayıcının ayrıca
gecikmede kusurlu olması aranmayacaktır.
81
Somut olayda çelişkili davranış yasağına aykırılığın yanı sıra Yar-
gıtay HGK’nın tespit ettiği üzere güven sorumluluğunun söz konusu
olup olmadığının da ayrıca incelenmesi gerekmektedir. Bunun için ön-
celikle güven sorumluluğundan ne anlaşılması gerektiğinin açıklan-
ması yararlı olacaktır:
B. Güven Sorumluluğu
Güven sorumluluğu, en genel tanımıyla, sözleşmesel bir ilişki
içinde bulunulmayan üçüncü bir kişide yaratılmış olan güvenin boşa
çıkarılmasından kaynaklanan sorumluluktur. Aralarında sözleşmesel
bir ilişki bulunmamakla birlikte, MK md.2’deki dürüstlük kuralından
kaynaklanan özel bir bağlantı içinde olan taraflardan biri, bu özel bağ-
lantı gereği uymak zorunda olduğu davranış kurallarına aykırı davra-
narak karşı tarafın güvenini boşa çıkarırsa, ortaya çıkan güven zararını
tazmin etmesi gerekmektedir.
82
Bu durumda söz konusu olan sözleş-
79
Hrubesch/Bosshardt, Nr. 03.113; SHK-Hausheer/Jaun, s. 136; BK-Hausheer/Ae-
bi-Müller, Art. 2 ZGB, N. 212; ZK-Egger, Art. 2 ZGB, N. 37; Oğuzman/Barlas, s.
275; Edis, s. 328; Altaş, s. 309; Tuor/Schnyder/Schmid/Rumo-Jungo, s. 65; Rie-
mer, § 5, Nr. 55 vd; Serozan, s. 286; Akipek/Akıntürk, s. 203 vd. .
80
Akyol, Venire, s. 77. Yazar bu durumu “hak düşümü” olarak nitelendirmektedir.
81
Akyol, s. 81.
82
Bkz. Schwenzer, Nr. 52.01; Peter Loser, “Konkretisierung der Vertrauenshaftung”,