Previous Page  310 / 405 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 310 / 405 Next Page
Page Background

309

TBB Dergisi 2017 (131)

M. Gökhan TÜRE / Oğuzhan TÜRE

Bununla birlikte kanaatimizce bu şart, tek başına yeterli değil-

dir. Başka bir deyişle biraz sonra sayılacak diğer şartlardan en az bi-

risiyle bu şartın desteklenmesi gerekir. Aksi takdirde çözülmesi güç

problemlerle karşılaşılır. Örneğin eğer hekimlerin tamamına çekilme

hakkı tanınacaksa bir hastanın yüksek risk oluşturacak bir hastalığa

tutulması onun doğrudan sağlık hizmetlerinden dışlanması gibi in-

san haklarına uygun olmayan bir sonuç doğuracaktır. Buna karşılık

eğer hasta sağlık hizmetlerinden dışlanmayacaksa, hizmetten çekilme

hakkını kullanabilen ilk hekim ile hizmetten çekilme hakkını kullana-

mayacak olan son hekimin yaşam hakları arasında anlamsız bir ayrım

yaratılmış olacaktır.

İkinci bir husus olarak, uygulanacak tedavinin yararsız sonuç ve-

receği anlaşılabiliyorsa hekim, hizmetten çekilme hakkını kullanabi-

lir. Zira hekimlerin yararsız tedaviyi uygulama gibi bir yükümlülük-

leri bulunmamaktadır.

41

Bu husus, Dünya Tabipler Birliği’nin

(WMA)

Hasta Hakları Beyannamesi’nin 1. maddesinin (f) bendinde;

“hekimler,

ileri tedavinin hastaya makul yardım veya iyileşmesi için farklı ayarlamaların

yapılması için yeterli imkân sağlamayacağının tıbben belirlendiği durumlarda

tedaviyi bırakabilirler.”

şeklinde belirtilmektedir. Aynı şekilde Birliğin

Venedik Bildirgesi’nin 3. 2. maddesinde de hekimin hastaya herhangi

bir yarar sağlamayacak olan yöntemler uygulamaktan kaçınması ge-

rektiği ifade edilmektedir.

42

Tedavinin yararsız olup olmadığına karar verecek olan mesleki

özerklik çerçevesinde hekimin bizzat kendisidir; bu kararda bilimsel

değerlendirmeler kadar yaşam hakkının kutsallığı dolayısıyla heki-

min tedavinin “olumlu” sonuç vereceğine ilişkin pozitif düşünce ve

inançları da büyük rol oynar. Bu belirlemenin nasıl yapılacağı husu-

sunda Kuçuradi’nin aktardığı şu anısı, bulaşıcı hastalıklara ilişkin ol-

mamasına rağmen oldukça yol göstericidir;

“… kalbi durmuş bir hastaya

bu doktor gerekli müdahaleyi yapmaya başlamış ve bu çaba yaklaşık üç saat

sonuç vermeyince, çevredekiler –hastanın yakınları da bu arada- doktora vaz-

geçmesini söylemişler. Ama bu doktor kalbi çalıştırma çabasına devam etti;

çünkü hastanın bir kaşının ve kulağının ucunda belli belirsiz bir refleks fark

41

Gramelspacher/Siegler, s. 392-393. Bununla birlikte hekimler tedaviye devam

etmek zorunda değilse de, ağrı dindirici türden müdahalelerde bulunmalıdırlar

(Hakeri, Tıp Hukuku, s. 539).

42

Venedik Bildirgesi hakkında detaylı bilgi için bkz. Tambağ, s. 35-36.