Previous Page  150 / 417 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 150 / 417 Next Page
Page Background

149

TBB Dergisi 2017 (132)

Alihan AYDIN

masraflarını, takip çoğunlukla bir vekil aracılığıyla yapıldığı için yasal

vekâlet ücretini ve hatta (yalnızca düzenleyen) çek tazminatını

3

öde-

mek zorunda kalmaktadırlar.

Burada değerlendirilmek istenen sorun Yargıtay’ın anılan içtiha-

dının yerinde görülüp görülemeyeceğidir.

II. Değerlendirme

1.

TK m. 818/1-(s) gereğince poliçenin iptaline ilişkin

“F) İptal”

alt

başlığı altında yer alan 757 ilâ 763. maddeler ve 764. maddenin birinci

fıkrası çeklerin iptali hakkında da uygulama alanı bulur.

Anılan hükümlerde poliçenin (dolayısıyla çekin) iptali prosedürü

senedin zayi olduğu iddiasını ileri süren kişinin muhatabı öncelikle

ödemeden men etmeye yönelik -kuşkusuz ihtiyari nitelikte-

4

talepte

bulunması imkânı ile başlar (TK m. 757)

5

ve ardından düzenleme ikili

bir ayrıma göre şekillenir.

Buna göre bir olasılık senedi eline geçiren kimsenin bilinmesidir.

6

Bu hâlde mahkeme senedi elinde tutana karşı senedin iadesi davası

açması için dilekçe sahibine bir süre tanır. Dilekçe sahibinin buna uy-

3

Bununla birlikte dpn. 2’de anılan Yarg. 12. HD’nin 25.06.2014 tarih ve 15130/18567

sayılı kararında ise çek tazminatı bakımından bir istisna tanındığına işaret edelim.

4

TK m. 757/1 deki “….poliçe elinden çıkan kişi, … muhatabın poliçeyi ödemekten

menedilmesini isteyebilir.” cümlesinde geçen “isteyebilir” yüklemi bu ihtiyariliği

açıklıkla belirtmektedir.

5

Senedin zıyaı iddiasında bulunan kişinin öncelikle muhatabın senedi getirene

ödeme yapmaktan men edilmesini talep edecek olması (TK m. 757 düzenlemesi)

doğal bir ihtiyacın giderilmesine hizmet eder. Gerçekten, senedi ibraz edene mu-

hatap tarafından bir kez ödeme yapıldıktan sonra senetten kaynaklanan kambi-

yo alacağı, dolayısıyla senedin işlevi son bulmuş olur. Bu olasılıkta artık senedin

zıyaı nedeniyle iptali talebinin hiçbir anlamı kalmaz; senet bedeli ödendikten ve

böylelikle senedin kambiyo vasfı ortadan kalktıktan sonra senedin rızası hilafı-

na elinden çıktığı iddiasındaki kişinin hakkını elde etmek için gideceği yol kendi

aleyhine sebepsiz zenginleştiği iddiası ile tahsilatı gerçekleştiren kişiye karşı bir

alacak davası açmak olacaktır.

6

Aslında bu olasılıkta teknik manada bir iptal talebi, eş söyleyişle bir “iptal davası”

yoktur. Zira kıymetli evrakın iptalinde amaç, senedin oluşturulmasıyla meydana

gelen senet-hak birlikteliğinin (TK m. 645) çözülmesini sağlamak, kıymetli evraka

yerleşen hakkın senetsiz ileri sürülebilmesini mümkün hâle getirmektir. Senedin

kimin elinde bulunduğunun bilindiği olasılıkta hamile karşı açılacak iade davası

ile ulaşılmak istenen ise, kuşkusuz, senetle hakkı birbirinden ayırmak değil, sene-

din zilyedliğinin davayı açan kişiye geçirilmesini sağlamaktır.