

179
TBB Dergisi 2017 (132)
Metin İKİZLER
hakkının tanındığı görülmektedir. Bu hakkın teorik olarak tanınabi-
leceği en uzun süre, gebelik durumunun sona ermesi, kadının doğum
yapması anıdır. Kanun koyucu bu süreyi gebeliğin onuncu haftasının
tamamlanması ile sınırlamıştır. Bu bakımdan kural olarak
25
on birinci
haftadan gün alan bir çocuğun tahliyesi istenemez. Kadının çocuğu
istememe hakkı şu hâlde belirli bir süre ile sınırlanmıştır.
Kadın evli ise gebeliğin sona erdirilmesine tek başına karar vere-
mez; rahim tahliyesi için eşinin de rızası gerekir (NPHK m. 6).
26
Do-
layısıyla bu aşamada ortaya çıkan uyuşmazlıkta, çocuk isteyen eşin
kararı pozitif hukuk açısından belirleyici olmaktadır;
27
sonuçta eşler
çocuk sahibi olmaktadır.
28
Gebelikten önceki aşamada ise, uyuşmazlık
hâlinde, çocuk istemeyen eşin kararı hayata geçmekte; eşler sonuçta
çocuk sahibi olamamaktadır.
Uygulamada bazen, buna rağmen, evli olmayan kadının gebeliğin
sonlandırılması istemi yeterli görülmemekte ve kadının gebe kaldığı
erkeğin de rahim tahliyesine rızası aranmaktadır. Bu tür bir uygula-
manın NPHK’da bir dayanağı yoktur. Medeni Kanun açısından da tar-
tışılır bir uygulamadır. Zira biyolojik baba ile hukuki baba kavramları
farklıdır. Evli kadının kocası babalık karinesi gereği doğacak çocuğun
babası olacaktır. Nasıl ki gebe kadın ana adayı ise aynı derecede koca
25
“Gebelik süresi, on haftadan fazla ise rahim ancak gebelik, annenin hayatını teh-
dit ettiği veya edeceği veya doğacak çocuk ile onu takip edecek nesiller için ağır
maluliyete neden olacağı hallerde doğum ve kadın hastalıkları uzmanı ve ilgili
daldan bir uzmanın objektif bulgulara dayanan gerekçeli raporları ile tahliye edi-
lir” (NPHK m. 5/2).
26
Bak. Emel Badur, “Eşin Rızası”,
Türkiye Barolar Birliği Dergisi
, S. 109, 2013, s. 296
vd.
27
Eşlerden ikisinin de rızası olmadan rahim tahliyesi gerçekleşmeyeceğinden, çocu-
ğu istemeyen eş, diğerini ikna edemezse, çocuğun doğumunu engelleyemeyecek-
tir.
28
Buna karşın, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi açısından, “Strazburg hâkimleri,
potansiyel babaların özel ve aile hayatına saygı gösterilmesi hakkı, onların görü-
şüne başvurma veya mahkemeye eşinin talep ettiği kürtajla ilgili başvurmasını
içerecek genişlikte yorumlanamaz, çünkü hamile kadının -hamilelik, devamı ve
sonlanmasıyla ilgili öncelikli alakalı kişi olarak- özel hayatına saygı, babanın her
türlü hakkının önüne geçecek şekilde yorumlanacağı sonucuna varmıştır. Sonuç
olarak, Boso davasında, karısının kürtaj olma kararını kendisiyle paylaşmamasına
ilişkin şikâyeti, Mahkeme açıkça temelsiz bularak reddetmiştir. İçtihat gösteriyor
ki, iki müstakbel ebeveynin menfaati söz konusu olduğunda, anne-baba olmama
kararı, olma kararına üstün gelmektedir. Annenin fiziksel bütünlüğü mevzu bahis
olduğunda, onun özerklik hakkı otomatik olarak egemen olmaktadır.” Roagna,
22.