Previous Page  176 / 417 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 176 / 417 Next Page
Page Background

175

TBB Dergisi 2017 (132)

Metin İKİZLER

Belki bu konuda hâkimi en çok zorlayacak olan kadının kariyer iste-

ğidir. Çocuk sahibi olmanın gerek gebelik dönemi gerek sonrası için

kadını, kocasına göre, kariyer hedeflerine ulaşmada daha çok zorlaya-

cağı açıktır. Diğer yandan, evlilik içinde eşitlik ilkesi gereği, kadının

kariyer arzusu ve hedeflerinin kocanınkinden daha az değerli veya

feda edilebilir görülememesi, hâkimin derin bir değerlendirmeye git-

mesini gerektirecektir.

TMK m. 195/2 gereği, hâkim, eşleri yükümlülükleri konusunda

uyarır; onları uzlaştırmaya çalışır ve fakat eğer uyarılar sonuçsuz kalır

ve uzlaşma sağlanamazsa uygulayacağı bir yaptırım yoktur.

14

Hâkim

ne eşlerin çocuk sahibi olmasına karar verebilir ne de çocuk isteme-

yen taraf buna zorlanabilir. TMK m. 195/3’ün “Hâkim, gerektiği tak-

dirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri

alır” kuralı burada uygulanma kabiliyetine sahip değildir. Her şeyden

önce, kanunda bu durum için öngörülen bir “önlem” yoktur. TMK m.

195/3’ün açık ifadesi, kanunda düzenlenmemiş bir önlemi hâkimin

icat edip

uygulayamayacağına yorumlanmalıdır. Bunun nedeni, evlilik

birliği içindeki sorunun çözümünde eşlerin kararının her zaman önce-

likli olması, hâkimin müdahalesinin bu nedenle sınırlı tutulmasıdır.

15

Kaldı ki TMK m. 195 hâkime, kanunda olmayan önlemler alma ve

eşleri bu önlemlere uymaya zorlama yetkisi verseydi; hatta evlenme-

den önce eşlerden biri diğerine, çocuk sahibi olma konusunda istekli

olacağına dair yazılı bir taahhüt vermiş olsaydı dahi, yine de o, ço-

cuk sahibi olmaya zorlanamazdı. Zira çocuk isteyip istememe kararı;

kişilik değerleri ile kişinin fiziksel ve psikolojik bütünlüğü ile kişinin

genetik varlığıyla, insani boyutu ve ömür boyu sürecek etkileri ile öyle

önemli bir karardır ki, ne kendisinin önceki beyanları ne de dışarıdan

gelen bir zorlama, kadının veya erkeğin nihai kararının üzerinde sınır-

layıcı bir güce sahip olabilir. Bu yönüyle çocuk isteyip istememe kara-

rı, nişanlanan kişilerin evlenmeye zorlanamamasına benzer bir özellik

arz eder. Nişanlanmada da bir taraf diğerine kesin şekilde

16

onunla

evlenme taahhüdünde bulunmasına rağmen, bu yükümlülük altına

14

Dural/Öğüz/Gümüş, 178; Öztan, 337.

15

Bak. Öztan, 339.

16

Kesin şekilde, zira nişanlanma bir sözleşmedir ve bağlanma niyeti (hukuki sonuç

iradesi) taşıyan irade açıklamaları ile kurulur.