Previous Page  188 / 417 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 188 / 417 Next Page
Page Background

187

TBB Dergisi 2017 (132)

Ayşe Seda GÜLSEVEN

larında, hormonlarında bir farklılık yoktur. Buna karşın kültürel bir

kategori olarak kadın, klasik Atina’da oy kullanamaz, hâkim olamaz,

hükümette görev alamaz, kiminle evleneceğine kendisi karar veremez,

genelde okuma yazma bilmez ve yasal olarak baba ya da kocaya ait-

ken, modern Atina’daki kadın için bu örneklerin aksi söz konusudur.

8

2. Cinsiyet Farkları Rejimi ve Toplumsal Cinsiyet Rolleri

Toplumsal cinsiyetle, biyolojik cinsiyeti ayıran Beauvoir’ın ünlü

“kadın doğulmaz, kadın olunur” ifadesi, toplumsal cinsiyetin tarihsel,

kültürel ve toplumsal koşullar tarafından şekillendirildiğini dikkat çe-

kici bir şekilde ortaya koyar. Kız ya da oğlan bebekler olarak dünyaya

gelen insan teklerinin bu dünyada başlarına gelen pek çok şey sonucu

kadınlara ve erkeklere dönüşmesi, basitçe “sosyalleşme” olarak adlan-

dırılamayacak bir süreçtir. Kişiyi biçimlendiren karmaşık ilişkiler bir

yandan kişisel düzeyde kadınlık ve erkekliğe, diğer yandan toplumsal

düzeyde erkek egemen sisteme işaret eder. Kadınlık ve erkeklik değer-

leri de erkek egemen sistem tarafından belirlenmektedir.

Erkek egemen sistem, temelde, iktidar aygıtlarının, egemen er-

keklik değerlerine sahip erkeklerin denetiminde olmasını ve onların

temsil edip yönettiği bir toplumsal düzeni ifade eder. Erkek egemen

toplumun merkezinde, egemen erkeklik değerleri vardır ve bu iktidar

düzeninde her tür farklı erkeklik ve kadınlık konumu buna göre de-

netim altında tutulur.

9

Bu sistemin en etkin egemenlik alanı cinsiyettir.

Erkek egemen sistem kadınlık ve erkekliğin içinde örüldüğü toplum-

sal ilişkileri belirler. Erkek egemen sistemle toplumsal cinsiyet kavra-

mı ancak birlikte düşünüldüğünde analitik bir çerçeve sunarlar. Öz-

neyle birlikte toplumsal yapı ve ilişkilere bakabilme imkânı sağlarlar.

10

Erkek egemen sistem, kadınlık ve erkeklik değerlerini belirlerken,

toplum da, içeriğini erkek egemen sistemin biçimlendirdiği şekilde,

bireylerden “kadın-dişil” ve “erkek-eril” olmalarını, bu kimliklere uy-

gun özellikler taşımalarını ve bu kimliklerin gerektirdiği rolleri yerine

8

Harari, s.155-156.

9

Serpil Sancar, Erkeklik, Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları içinde, (Edt. Yıldız Ecevit-

Nadide Karkıner

)

, Anadolu Üniversitesi Yay., Eskişehir 2011, s.172.

10

Aksu Bora-İlknur Üstün, ‘Sıcak Aile Ortamı’, Demokratikleşme Sürecinde Kadın

ve Erkekler, Tesev Yay., İstanbul 2005, s. 13.