Previous Page  194 / 417 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 194 / 417 Next Page
Page Background

193

TBB Dergisi 2017 (132)

Ayşe Seda GÜLSEVEN

erkekler arasında eğitim ve işgücüne katılım alanlarındaki eşitsizlik,

toplumsal cinsiyet rollerini doğrudan etkilemektedir. Kadınların iş

gücüne katılımı düşük oldukça, kadın erkek eşitliği konusunda kâğıt

üzerindeki kazanımların hayata geçirilmesi zorlaşmakta, ekonomik

sorumluluk erkeğin üzerinde kalmakta, diğer bir ifadeyle bu erkeğin

ekonomik özgürlüğünü kadınınsa ekonomik bağımlılığını artırmakta-

dır. Geleneksel rollerin değişiminde ekonomik bağımlılık en önemli

engeldir.

Yargının bu engeli garip bir biçimde büyüttüğü, kadın işçinin ev-

lendikten sonra bir yıl içerisinde iş akdini haklı sebeple feshedebilece-

ğini düzenleyen 4857 sayılı İş Kanunu’nun 120. maddesi yollamasıyla

yürürlükte kalan 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesinin 1. fıkrası-

nın uygulanmasına ilişkin aşağıdaki içtihadında görmek mümkündür:

“Kadın işçinin, iş sözleşmesini evlilik nedenine dayalı olarak feshine rağ-

men başka bir işte çalışmaya başlamasının yasal hakkın kötüye kullanımı olup

olmadığı her bir somut olay yönünden ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Evlili-

ğin kadına yüklediği toplumsal sorumluluğun bir gereği olarak yasada belir-

tilen fesih hakkı tanınmıştır.

Çalışma hayatının evlilikle birlikte gereği

gibi yürütülemeyeceği düşüncesi, aile birliğinin korunması ve kadının

aile ile ilgili görevleri

, yasa koyucuyu bu doğrultuda bir düzenlemeye yö-

neltmiştir. Bununla birlikte Anayasal temeli olan çalışma hak ve hürriyeti-

nin ortadan kaldırılması düşünülemez. Kadın işçinin evlilik nedenine bağlı

feshinin ardından kısa bir süre sonra yeniden çalışmasının gerekleri ortaya

çıkmış olabilir. Hatta kadın işçi evlilik nedenine dayalı feshin ardından ara

vermeksizin başka bir işyerinde çalışmaya başlayabilir ve bu durum evliliğin

kadına yüklediği görevlerin yerine getirilmesi noktasında daha olumlu sonuç-

lar doğurabilir.”

25

Görüldüğü üzere Yargıtay, cinsiyete dayalı işbölümünü tümüy-

le kabul etmiş, evliliğin kadına yüklediği toplumsal sorumluluğun

yasanın gerekçesi olduğunu ifade etmiştir. Yargıtay, yasa koyucuyla

aynı fikirdedir: Aile birliğinin korunması ve kadının aile ile ilgili gö-

25

Yargıtay’ın aynı içerikteki kararlarında aynı metni kullandığı görülmektedir.

Örnek olarak bkz. Yargıtay 9. HD, 19.02.2009 tarih, 2007/36367 E.-2009/3048

K.; 05.10.2011 tarih, 2009/20934 E.-2011/35239 K.; 22.09.2014 tarih, 2012/26431

E.-2014/27565 K.; Yargıtay 7. HD, 21/01/2016 tarih, 2015/5355 E.-2016/597 K.;

26.05.2016 tarih, 2015/4396 E.-2016/11482 K.