Previous Page  228 / 417 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 228 / 417 Next Page
Page Background

227

TBB Dergisi 2017 (132)

Ayşe Seda GÜLSEVEN

kaçındığını tespit etmekte hâkimin işi kolay değildir. Bu tür davalar,

hâkimin dünya görüşünü en çok yansıtan davalar olduğu için, ada-

letin sağlanması, hakkaniyetli içtihatlarla sağlanabilir. Aynı zamanda

duruşmada tarafları bizzat gören ve onları dinleyen hâkim, ilişkiden

kaçınanı kendi algısıyla belirlese de, bunun karara yansıtılabilmesi tes-

pitinden daha zor olabilir. Bu bir mahremiyet sorunu değil, hâkimin

kanaatinin kâğıt üzerinde ifadesinin her zaman kolay olmamasından

kaynaklanmaktadır. Yerel mahkemenin saptamakta ve kâğıda aktar-

makta zorlandığı bu kanaatin, tarafları görmeden dosya üzerinden

inceleme yapan Yargıtay’a ulaşmasıysa daha da zordur. Bu koşullar

altında, cinsel ilişkinin gerçekleşmemesinde erkeği sorumlu tutan Yar-

gıtay içtihadı, toplumsal cinsiyet rollerini yeniden inşa etmekle birlik-

te, tarafları iddialarını ispat konusunda da eşit koşullara tabi tutma-

maktadır. Eşleri evlilikte cinsel ilişkiden birbirlerinin kaçındığını ileri

sürerek dava açmaları halinde, aksi bir durum tespit edilemediğinde,

eşlerin eşit kusurlu kabul edilmesi gerekir. Bu, cinsel ilişkinin evliliğin

doğal ve beklenen sonucu olduğu gerçeği karşısında en hakkaniyetli

çözümdür.

SONUÇ

Kadınların ve erkeklerin biyolojik olmaktan ziyade kültürel olan

pek çok özelliği, kadınlar ve erkeklerden beklenen davranış kalıpları

olan toplumsal cinsiyet rollerini oluşturmuştur. Toplumsal ve kültü-

rel koşullarda şekillenmiş olan roller, kadınları ve erkekleri yetiştikleri

çevre içerisinde biçimlendirmekte, aynı zamanda bu rolleri birer dav-

ranış yükümlülüğü olarak kadınların ve erkeklerin omuzlarına yükle-

mektedir. Bu roller, egemen erkek değerlerine göre şekillenmiş olduğu

dikkate alındığında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olay-

larda iki tarafında kusurlu olduğu, ancak davacı- davalı (koca)’nın daha fazla ku-

surlu olduğu ve Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşullarının oluştuğu

anlaşılmaktadır.” Y 2. HD, 20.03.2013, 2012/21633 E.-2013/7675 K.

“Toplanan delillerden davacı-davalı kocanın birlik görevlerini yerine getirmedi-

ği, eşine fiziksel şiddet uyguladığı, evi terk edip gittiği, davalı-davacı kadının da

kocasına hakaret ettiği, onu aşağıladığı, yatak odası sırlarını anlattığı boşanmaya

neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu anlaşılmaktadır.” Y 2. HD,

08.12.2011, 2010/21671E. - 2011/21385 K.

“ … davalı-davacı( koca) ‘nın “... bir daha eve gelme “ diyerek eşini anasının evine

bıraktığı, davacı-davalı (kadın)’ın da, yatak sırlarını başkasına anlattığı anlaşıl-

maktadır.” Y 2. HD, 10.05.2011, 2010/5030 E. - 2011/8125 K.