

223
TBB Dergisi 2017 (132)
Ayşe Seda GÜLSEVEN
“ … Tarafların cinsel organlarının normal yapıda olmasına rağmen;
psikolojik sebeple de olsa uzun evlilik süresi içinde cinsel ilişki kuramadık-
ları dosya içindeki raporlardan anlaşılmaktadır. Bu hal evlilik birliğini sar-
sar. Davalı - karşı davacı koca, davacı - karşı davalı kadının cinsel birleşmeye
yanaşmadığını ya da cinsel birleşmeye engel fiziki bir rahatsızlığı bulundu-
ğunu ispat edememiştir. Birlikte yaşanan uzun süre içinde cinsel ilişkinin
başarılamamış olması karşısında eşlerde birbirine karşı haklı bir nefretin, en
azından isteksizliğin doğacağı şüphesizdir. Böyle bir durumu davacı - karşı
davalı kadın açısından bir kusur olarak kabul etmek mümkün değildir. …. Bu
koşullar altında cinsel birlikteliğin sağlanamamasında davalı- karşılık davacı
kocanın tam kusurlu olduğunun kabulü ile, karşılık davanın reddi gerektiği
halde …”
92
Alıntı yapılan Yargıtay içtihadına konu olayda, karşı oy gerekçe-
sinden anlaşılan haliyle, taraflar beş yıl süren evlilikte birbirlerinin cin-
sel ilişkiden kaçındıklarını ileri sürerek dava açmışlardır. Bu durumun
evlilik birliğini temelinden sarstığı kabul eden yerel mahkeme her iki
davayı da kabul ederek boşanmaya karar vermiştir. Yargıtay 2. Hu-
kuk Dairesi’nin yaklaşımıysa yukarıda görüldüğü gibi farklıdır. Eşler
arasında cinsel ilişkinin gerçekleşmesi konusunda, bir öncelik sonralık
durumu yaratılmıştır. Bu, esasında toplumsal cinsiyet rollerinin yargı
içtihadına yansımasıdır. Benzer mahiyetteki bir olayda, Yargıtay cin-
sel ilişkinin “başarılamamış” olmasını kadın açısında bir kusur olarak
kabul etmenin mümkün olmadığını ifade etmiştir.
93
Yargıtay’a göre,
cinsel ilişkiyi gerçekleştirme yükümlülüğü erkeğin üzerindedir. Bu
yükümlülük, bu kararda olduğu gibi bazı Yargıtay kararlarında cin-
sel ilişkinin başarılamaması ifadesiyle karşılık bulmakta, cinsel ilişkiyi
adeta erkeğin başarması gereken bir zorluk, aşması gereken bir engel,
halletmesi gereken bir mesele olarak nitelendirerek, erkeğe saldırgan
bir rol biçilmektedir.
94
92
Y
2.HD,20.12.2010, 2009/20100 E.-2010/21427 K.
93
Y
2.HD,16.04.2012, 2011/12396 E.-2012/10344 K.
94
Kadın cinayetlerinde, kadının erkeğe yönelik cinsel ilişkiyi gerçekleştiremediği
yönündeki ifadelerini (ya da erkeğin kadının bu yönde bir söylemde bulunarak
kendisini tahrik ettiği iddialarını) öldüren erkek lehine bir haksız tahrik indirimi
olarak kabul eden yargı içtihatları da, cinsel ilişkinin erkeğin görevi olduğu yö-
nündeki toplumsal cinsiyet rolünü yeniden inşa etmektedir. Yargı kararlarında,
sanığın yaşadığı sosyal, ekonomik ve kültürel çevre referans alınarak, sanık için
“erkeklik statüsünün” çok önemli olduğu, bunun yokluğuna veya kullanılamadı-
ğına ilişkin söylemlerin sanıkta hiddet ve elem oluşturduğunun açık olduğu ifade