

40
Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuruda Kabul Edilebilirliğe Dair Bir Usul Sorunu ...
kün olan uyuşmazlıklarla sınırlı olduğu belirtilmektedir. Başka bir ifa-
deyle; idari eylemlerden doğan zararın, hizmet kusuru veya kusursuz
sorumluluk ilkeleri uyarınca tazmini gereken davalarda, 2577 sayılı
Yasanın 13. maddesinin uygulanmasının gerektiği belirtilmektedir.
92
3. Bireysel Başvuru Kapsamında Zarar Tespit Komisyonlarının
Tüketilmesi Gerekli Başvuru Yolu Olup Olmadığı
Bireysel başvuru kurumunun uygulanmaya başladığı ve AYM’nin
başvuruları kabul etmeye başladığı 23 Eylül 2012 tarihinden yıllar
önce kurulan Zarar Tespit Komisyonlarının etkili ve ihlal iddiaları-
nı gidermeye elverişli bir yol olup olmadığı konusunda AYM doğal
olarak bir değerlendirmede bulunmamıştır. Ancak bu değerlendirme
AYM’nin bireysel başvuruda içtihat oluştururken sıklıkla faydalandığı
AİHM tarafından gerçekleştirilmiştir. AİHM İçyer/Türkiye başvuru-
sunda Zarar Tespit Komisyonlarının tüketilmesi gerekli bir başvuru
yolu olup olmadığını değerlendirmiştir. Mahkeme karar tarihinde 76
ilde komisyonların kurulduğunu, hâlihazırda 170.000 başvurunun
yapıldığını, bu durumun yeni başvuru yolunun sadece teorik olarak
değil uygulamada da etkili olduğunu gösterdiğini belirtmiştir. AİHM,
komisyonların yargısal bir faaliyet gerçekleştirmediklerini, bu nedenle
komisyon önündeki prosedürün çekişmeli olmasının gerekmediğini
husumetten kaynaklanmadığı bilinmekte ve gözlenmektedir. Sözü edilen olaylar
nedeniyle zarara uğrayan kişiler, kendi kusur ve eylemleri sonucu değil, toplu-
mun bir bireyi olmaları nedeniyle zarar görmektedirler. Belirtilen şekilde ortaya
çıkan zararların ise, özel ve olağandışı nitelikleri dikkate alınıp, terör olaylarını ön-
lemekle yükümlü olduğu halde önleyemeyen idarece, yukarıda açıklanan sosyal
risk ilkesine göre, topluma pay edilmesi suretiyle tazmini hakkaniyet gereği olup,
sosyal devlet ilkesine de uygun düşecektir. Bkz. Danıştay İdari Dava Daireleri
Kurulu, 26 Mart 2014 Tarih ve E.2013/4602, K.2014/1220 Sayılı Karar. Buna karşın
doktrinde Metin Günday terörle mücadele esnasında bireylerin uğradığı zararla-
rın hizmetin gereği gibi yerine getirilmemesi nedeniyle gerçekleştiği bu nedenle
hizmet kusuruna dayalı tazmin talebinde bulunulması gerektiğini belirtmektedir.
Bkz. Metin Günday, İdare Hukuku, 9.Baskı, İmaj Yayınevi, Ankara,2004,343.
92
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 13. maddesinin ilgili kısmı şöyle-
dir: İdari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu
eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka süretle öğrendikleri tarihten itibaren
bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvura-
rak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir. Bu isteklerin kısmen veya
tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren
veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bit-
tiği tarihten itibaren, dava süresi içinde dava açılabilir.