Previous Page  417 / 685 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 417 / 685 Next Page
Page Background

416

Tapu Sicilinin Tutulmasından Doğan Zararlardan Devletin Sorumluluğu

durumunda davalar taraf sıfatı yokluğundan reddedilmektedir.

95

Dev-

lete karşı açılacak tapu sicilinin tutulmasından doğan tazminat davala-

rında davalı sıfatı Hazine’ye aittir.

B. Zamanaşımı

Devletin tapu sicilinin tutulmasından doğan sorumluluğunun

haksız fiil sorumluluğu olduğu ve bu nedenle haksız filler için getiril-

miş 2 ve 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği dokt-

rinde oybirliği ile kabul edilmekteydi.

96

TBK md. 72/I uyarınca 2 yıllık

süre zararın ve tazminat yükümlüsünün öğrenildiği tarihten itibaren

işleyecek ve herhalükarda haksız fillin işlendiği tarihten 10 yıl geçme-

siyle tazminat istemi zamanaşımına uğrayacaktır.

Yargıtay ise son yıllarda verdiği kararlarında MK md. 1007’nin,

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 1

no.lu

ek protokolü ile ve Anaya-

sa ile koruma altına alınmış olan mülkiyet hakkı arasındaki doğrudan

bağlantıya dikkat çekerek MK. 1007. maddeden doğan tazminat da-

valarında TBK md. 146’da düzenlenen 10 yıllık genel zamanaşımı sü-

resinin uygulanması gerektiğini belirtmektedir.

“4721 sayılı TMK’nın

1007. maddesinde, “tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan

devlet sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere

rücu eder.” Hükmü yer almakta olup bu düzenlemeye göre devletin sorum-

luluğu resmi sicile, sicile bağlı çıkarların ve ayni hakların yanlış tescili so-

nucu değişmesi ya a yitirilmesi ile bu haklardan yoksun kalınması temeline

dayanır. Çünkü sicillerin doğru tutulmasını üstlenen ve taahhüt eden devlet,

gerçeğe aykırı ve dayanaksız kayıtlardan doğan zararları da ödemekle yüküm-

lüdür… Açıklanan nedenlerle, TMK’nın 1007. maddesinde düzenlenen res-

mi sicile güvenden doğan objektif (kusursuz) sorumluluk halinin 6098 sayılı

Türk Borçlar Kanunu’nun 49. ve devamı maddelerinde düzenlenen haksız fiil

sorumluluğu ile ilgilisi bulunmadığından, aynı Kanun’un 72. maddesindeki

zamanaşımı kurallarının uygulanma imkânı olmadığı gibi, TMK’nın 1007.

maddesine dayanılarak açılan davalar için de ayrıca zamanaşımı süresi belir-

lenmemiştir. Bu itibarla, 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 146. maddesindeki

10 yılık genel zamanaşımı süresinin uygulaması AİHS 1 nolu ek protokol ile

95

Yargıtay HGK 2010/1-336E., 2010/396K., 14.07.2010 tarihli kararı.

96

Pekmez, s. 139; Sapanoğlu, s. 244; Ayan, s. 189; Akipek, s. 345; Oğuzman/Seliçi/

Özdemir, s. 132.