Previous Page  198 / 705 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 198 / 705 Next Page
Page Background

197

TBB Dergisi 2018 (134)

Tacettin ŞİMŞEK

İptal ya da tam yargı davalarında, davalı taraf idaredir. Davacı ta-

raf ise bir başka idare olabileceği gibi, gerçek kişi ya da özel hukuk

tüzelkişisi olabilir.

Davacı tarafın gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi olduğu bir

idari uyuşmazlıkta, iptali istenen işlem nedeniyle hak iddiasında bu-

lunan üçüncü kişinin asli müdahil olarak açacağı davada, ilk dava-

nın davacısı olan gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi, işlemi tesis

eden idare ile birlikte davalı konumunda olacaktır. Bu da 2577 sayılı

Kanun’un 2’nci maddesinde yer alan dava türleri ile bağdaşmayan bir

durum yaratacaktır.

Böyle bir asli müdahale davasının davalıları, idare ile gerçek kişi

veya özel hukuk tüzel kişisidir. Üçüncü kişinin, asli müdahale dava-

sında, idareye karşı iddiaları idari yargının, gerçek kişi veya özel hu-

kuk tüzel kişisine karşı iddiaları ise adli yargının çözümlemekle gö-

revli olduğu uyuşmazlıklar olacaktır.

İki ayrı yargı düzeninin görevli olduğu uyuşmazlıkların, idari yar-

gı merciinde bir dava olarak çözümlenmesi mümkün değildir. Böyle

bir örnek bulunmamaktadır.

Böyle bir dava açıldığında, idari yargı mercii dilekçeyi 2577 sa-

yılı Kanun’un 14’üncü maddesi uyarınca inceleyecektir. Bu inceleme

sonucu ya adli ve idari yargı mercilerinde ayrı ayrı davalar açılmak

üzere dava dilekçesinin reddine; ya da işin esasına girilerek, yargılama

sonucu idari yargının görev alanına giren uyuşmazlık hakkında esas-

tan, adli yargının görev alanına giren uyuşmazlık hakkında ise görev

yönünden karar verilecektir.

İlk davada davalının ve hak iddia eden üçüncü kişinin Devlet tü-

zel kişiliği içerisindeki bir idare olması durumunda, bu defa yukarıda-

ki soruna yeni bir sorun katılacaktır; Devlet tüzel kişiliği içerisindeki

idarelerin birbirine karşı dava açıp açamayacağı.

Görüldüğü üzere, 6100 sayılı Kanun’da düzenlenen asli müdahale

kurumunun idari yargıda uygulanma kabiliyeti bulunmamaktadır.

b ) 6100 sayılı Kanunda Fer’i Müdahale

6100 sayılı Kanun’un 61’inci maddesinin birinci fıkrasına göre, ta-

raflardan biri davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü