Previous Page  286 / 705 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 286 / 705 Next Page
Page Background

285

TBB Dergisi 2018 (134)

Sezin AKTEPE ARTIK

- Tapu kaydının düzeltilmesine ilişkin davalar

72

(sahtecilik ve yol-

suz tescil iddiaları.

73

)

- İş ve sosyal güvenlik hukuku ile ilgili davalar (çalışma süreleri-

nin tespitine ilişkin davalar,

74

işçi sağlığı ve iş güvencesi mevzuat

hükümlerine dayanan davalar,

75

sosyal güvenlik hukuku ile ilgili

72

“Kesin hüküm bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar, 14.

Hukuk Dairesi’nce: Davanın, Türk Medeni Kanunu’nun 1027. maddesine göre

tapu kaydında yazılı ismin nüfus kaydına uygun olarak düzeltilmesi istemine

dair olduğu, bu tür davaların tapu sicilinin düzenli tutulmasını amaçladığından

kamu düzeni ile ilgili bulunduğu, tapu kayıtlarının nüfus siciline uygun hale ge-

tirilmesi için her zaman yeni bir dava açılabileceğinden davanın kesin hüküm se-

bebiyle reddinin doğru olmadığı, gerekçesiyle bozulmuş; mahkemece bozmaya

uyularak yapılan yargılama sonucunda, iddianın ispatlandığı gerekçesi ile dava-

nın kabulüne karar verilmiştir.” Yargıtay

1.HD

E. 2014/18139, K. 2016/6897, T.

6.6.2016 (Kazancı İçtihat Bankası).

73

“Hukuki sebeplerden bir tanesinin öteki hukuki nedenin incelenmesine olanak

verir nitelikte bulunduğu sürece önem ve lüzum derecesine göre birden fazla

hukuki sebep aynı davada inceleme ve araştırma konusu yapılabilir. Nitekim

yargısal uygulama bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır. Öyle ise, dava

dilekçesinde ileri sürülen ve kamu düzeni

ile ilgili bulunan sahtecilik ve yolsuz

tescil iddiasının öncelikle araştırılması gereklidir. Sahteciliğin veya yolsuz tescilin

saptanması hâlinde öteki nedenlerin incelenme gereğinin ortadan kalkacağı hu-

susları dikkate alındığında öncelikle bu nedenler üzerinde durulması gerektiği

kuşkusuzdur.”

1.HD

. E. 2016/5779, K. 2016/5160, T. 27.4.2016 (Kazancı İçtihat

Bankası).

74

Davalı işverenlere ait işyerinde 2008 yılı Haziran ayından 2010 yılı Haziran ayına

kadar hizmet akdine tabi olarak geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen çalışma

sürelerinin tespitine dair davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanun’un 79/10 ve

5510 sayılı Kanun’un 86/9 maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal

güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda

geçen çalışma sürelerinin saptanmasına dair bu tür davalar kamu düzeni ile il-

gili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur.” Yar-

gıtay

10.HD

. E.2016/10148, K.2016/10895, T.30.6.2016;

10.HD

. E. 2016/7604, K.

2016/10347, T. 21.6.2016;

10.HD.

E. 2016/3594, K. 2016/10343, T. 21.6.2016;

10.HD.

E. 2015/25275, K. 2016/10155, T. 20.6.2016; HGK E. 2014/21-926, K. 2016/582, T.

4.5.2016 (Kazancı İçtihat Bankası).

75

“Anayasanın “Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı” başlıklı 17.

maddesinin birinci fıkrasında; herkesin, yaşama, maddi ve manevi varlığını ko-

ruma ve geliştirme hakkına sahip olduğu belirtildikten sonra “yaşama hakkı”

güvence altına alınmış, bu yasal güvencenin yaşama geçirilmesinde, iş ve sosyal

güvenlik mevzuatında da işçilerin korunması, işin düzenlenmesi, iş güvenliği,

sosyal düzen ve adaletin sağlanması düşüncesi ile koruyucu bir takım hükümler

getirilmiştir. Kamu düzeni

düşüncesi ile oluşturulan işçi sağlığı ve iş güvenliği

mevzuat hükümleri; işyerleri ve eklerinde bulunması gereken sağlık koşullarını,

kullanılacak alet, makineler ve hammaddeler yüzünden çıkabilecek hastalıklara

engel olarak alınacak önlemleri, aynı şekilde işyerinde iş kazalarını önlemek üzere

bulundurulması gerekli araçların ve alınacak güvenlik tedbirlerinin neler olduğu-

nu belirtmektedir. Burada amaçlanan, yapılmakta olan iş sebebiyle işçinin vücut