Previous Page  443 / 705 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 443 / 705 Next Page
Page Background

442

Türk Medeni Kanunu’nda Evlilik Birliği İçerisinde Kadının Ekonomik ve Sosyal Hakları

md. 194/I’de, eşlerden birinin diğer eşin açık rızası bulunmadıkça,

aile konutuyla ilgili kira sözleşmesini feshedemeyeceği, aile konutu-

nu devredemeyeceği veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlandı-

ramayacağı hüküm altına alınmaktadır. Aile konutuna ilişkin benzer

bir hüküm TBK md. 349’da yer almaktadır. Türk Borçlar Kanunu md.

349/I uyarınca, sözleşmenin konusunu aile konutunun oluşturduğu

kira sözleşmelerinde kiracının, eşinin açık izni olmadan kira sözleş-

mesini feshetme

27

imkanı bulunmamaktadır.

28

Söz konusu hükümler

dikkate alındığında, kadının aile konutuyla ilgili hukuki işlemlerinde

kocasının rızasını

29

almak zorunda olduğu sonucuna varılmaktadır.

27

Her ne kadar TMK md. 194/I ve TBK md. 349/I’de kira sözleşmesinin feshinden

bahsedilse de, doktrinde ve uygulamada haklı olarak, kiracı eşin diğer eşin rızası-

nı almadan aile konutuna ilişkin tahliye taahhüdü de veremeyeceği savunulmak-

tadır (Yavuz, s. 647; Gümüş, Borçlar Özel Cilt I, s. 242; Şıpka, s. 129; Dural/Öğüz/

Gümüş, s. 167; Ahmet M. Kılıçoğlu, Türk Medeni Kanunu’nda Diğer Eşin Rızası-

na Bağlı Hukuksal İşlemler ve Yasal Alım Hakkı, Ankara 2002, s. 11 vd.; “Medeni

Kanun’un 194. madde hükmüne göre eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulun-

madıkça aile konutuna ilişkin kira sözleşmesini fesh edemez, aile konutunu dev-

redemez, aile konutu haklarını sınırlayamaz. İcra Mahkemesince borçlu kocanın

tahliye taahhüdü vermesi nedeniyle yapılan tahliyeye ilişkin takipte müşteki ka-

rının yukarıda açıklanan madde hükmü gereğince 3. kişi sayılmayacağından anı-

lan madde koşulların da şikayetin değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile

icra müdürü işleminin iptaline yönelik şikayetin reddi isabetsizdir…yazılı neden-

lerle mahkeme kararının bozulmasına” (Yargıtay 12. HD. T. 24.05.2004 E. 8225/

K. 13095; Aynı yönde bkz.: Yargıtay 12. HD. T. 13.05.2013E. 2013-11579/ K. 2013-

18318,

www.kazanci.com.tr

adresinden erişilmiştir. Erişim tarihi: 15.04.2017).

28

Yavuz, s. 647; Kılıçoğlu, Aile Hukuku, s. 192 vd.; Fahrettin Aral/Hasan Ayrancı,

Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, 11. Baskı, Ankara 2015, s. 327; Fikret Eren,

Borçlar Hukuku Özel Hükümler, 3. Baskı, Ankara 2016, s. 412; Gümüş, Borçlar

Özel Cilt I, s. 240 vd.

29

Kanun koyucu rızasının şekli konusunda bir düzenlemeye gitmemiştir. Bu neden-

le rızanın yazılı veya sözlü verilmesi arasında bir fark bulunmamaktadır. Ancak

her durumda rızanın TBK md. 194/I ve TBK md. 349/I uyarınca açık olması ge-

rekmektedir (Hausheer/Reusser/Geiser, ZGB Art. 169 N. 49; Schwander, ZGB

Art. 169 N. 19; Bräm/Hasenböhler, ZGB Art. 169 N. 63; Öztan, s. 318; Gümüş,

Borçlar Özel Cilt I, s. 242; Kılıçoğlu, Eşin Rızası, s. 6; Dural/Öğüz/Gümüş, s. 168;

“…Eş söyleyişle aile konutunun maliki olan eş aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe

sokacak biçimde tek başına aile konutunu bir ayni hakla sınırlandıramaz. Bu sınır-

landırma ancak diğer eşin açık rızası alınarak yapılabilir. TMK’nın 194. maddesi

yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir. Bu sebeple söz konusu izin

bir şekle tabi olmadan, sözlü olarak dahi verilebilir. Ancak maddenin ifadesinden

de anlaşılacağı üzere, iznin “açık” olması gerekir” Yargıtay HGK T. 24.05.2017

E. 2-1604/K. 2017-967,

www.kazanci.com.tr

adresinden erişilmiştir. Erişim tarihi:

02.01.2018). Ayrıca rızanın tüm hukuki işlemler için önceden verilmiş genel ve

soyut nitelikte bir rıza olmaması gerekmektedir (Hausheer/Reusser/Geiser, ZGB

Art. 169 N. 47; Schwander, ZGB Art. 169 N. 17; Bräm/Hasenböhler, ZGB Art. 169

N. 60).