

464
İsviçre Borçlar Kanunu’nun Satış ve Eser Sözleşmelerinde Ayıp Sorumluluğuna Yönelik ...
Koller ise, taşınmaz eser kavramının taşınır eser kavramından yola
çıkara bir çözüme kavuşturulması fikrindedir. Taşınır bir eşya olarak
görülebilen veya edim sonucu olarak bir taşınırın öngörüldüğü eser,
taşınabilir niteliktedir. Örneğin bir kimse, bir otomobil üzerinde bir
tamir yaparak edimini ifa ediyorsa, ortada bir taşınır bir eser vardır.
Buna karşılık bir taşınmaz üzerinde bulunan inşaata katkıda bulunan
herkes, taşınmaz eser üzerinde edimini gerçekleştirmektedir. Dola-
yısıyla, taşınır bir eşya üzerinde gerçekleştirilen eserler taşınır niteli-
ğindedir. Taşınır bir eşyanın olup olmadığı da eşya hukuku açısından
değerlendirilecektir. En önemli ayrım, yapımı gerçekleştirilen eserin
taşınmazın bütünleyici parçası olup olmadığıdır.
50
Frey/Siegenthaler
ise, bu düşünceyi eleştirmektedir. Yazarlara göre, taşınmaz eser kav-
ramının taşınır olmayan eserler şeklinde basitçe tanımlamak mümkün
değildir. Kanunun sistematiğine bakıldığında, OR 371/I ile “taşınır
eser” kavramından bahsedilmediği, dolayısıyla 2 yıllık zamanaşımı
süresinin bütün (taşınır ve taşınmaz) eserler hakkında uygulama bul-
duğu, ikinci fıkranın ise istisnai bir hüküm olduğu, 5 yıllık zamanaşımı
süresinin ancak taşınırın, taşınmaza esere entegre edilmesi ile birlikte
uygulama bulacağını düzenlemiştir. Yazarlar, taşınmaz eser kavramı-
nın belirlenmesi bakımından Federal Mahkemenin
51
belirtmiş olduğu
kriterlerin dikkate alınmasının daha doğru olduğu, zira kanunun 5
yıllık süreyi düzenleme amacında herhangi bir değişiklik bulunmadı-
ğını, kanunkoyucunun daha uzun bir süreyi, yapılardaki ayıbın daha
geç ortaya çıkma riskini dikkate alarak belirlediğini, dolayısıyla ese-
rin, taşınmaz eser olarak nitelendirilebilmesi için tipik olarak “jeolojik
açıdan ve hava koşullarına dayanaklılığın, dolayısıyla ayıbın ortaya
çıkmasının ancak uzun süreler sonra tespit edilebildiğini, belirterek
bu nitelikte olmayan eserlerin taşınmaz olarak nitelendirilemeyeceği-
ni ileri sürmüştür. Bu şekilde, bir taşınmaz yer ve zemin temizliğinin
ayıplı olup olmadığı hemen hemen anlaşılabilecek nitelikte olduğun-
dan taşınmaz eser olarak nitelendirilemeyecektir.
52
Kanımızca taşınmaz kavramı için Gauch’un görüşü daha makul
gelmektedir. Ancak, Türk hukuku açısından yapılacak olan benzer bir
yasa değişikliğinde bu hususun dikkate alınarak en azından alman hu-
50
Koller, s.307-308 (Verjährung).
51
BGE 107 II 425.
52
Frey/Siegenthaler, s.178-179.