

664
Askeri Üst Uçuşlar ile Sahil Güvenlik Gemilerinin Faliyetlerinin Gayri Askeri Statüdeki ...
C. Sahil Güvenlik Gemilerinin Hukuki Statüsü Bakımından
BMDHS’ye Taraf Devletlere Anılan Sözleşmeye Taraf
Olmayan Devletlerce Amaçsal Yorum İlkesi Çerçevesinde ve
Dar Yorumla Bağlı Olmaksızın Talepte Bulunulabilmesi
BMDHS’nin 29. maddesinin, 1958 CADS’nin 8(2). maddesinden
farklı bir şekilde kaleme alınmasının temel dinamiğinin fonksiyonel
anlamda savaş gemisi olarak kullanılan bir takım gemilerin bu statü-
ye sahip değilmiş gibi hareket etmeleri olduğu savaş gemilerine ilişkin
açıklamaların yapıldığı ilk kısımda ifade edildi. Devletlerin bu yöndeki
iradeleri savaş gemisi tanımının, dar kapsamlı anlayışından çıkarılıp
daha işlevsel bir hale getirilmesi ihtiyacından kaynaklanmıştır. İşte dev-
letler 1958 CADS’nin 8(2). maddesinde yer aldığı şekliyle bir savaş ge-
misi tanımının olmaması gerektiğini ortaya koyarken, BMDHS’ye taraf
olarak savaş gemisi tanımının dar anlamda kullanılmaması gerektiği
yönündeki iradelerini ortaya yansıtmışlardır. Bu anlamda BMDHS’ye
taraf devletler savaş gemisinin dar yorumlanmaması gerektiği yönün-
de hem bir devlet uygulaması oluşturmuşlar, hem de anılan sözleşme-
ye taraf olarak bu yaklaşımı benimsediklerine dair hukuki inançlarını
göstermişlerdir. Dolayısıyla bu devletler kendi aralarındaki uygulama-
lar bakımından kendilerini Sözleşme’nin lafzına bağlı yorumla bağlı
tutmuş olsalar da, üçüncü devletler bakımından BMDHS’nin 29. mad-
desi çerçevesinde kendilerine amaçsal yorumla ve dar yorumdan kaçı-
narak ileri sürülebilecek bir uluslararası örf ve adet hukuku kuralına da
vücut vermişlerdir. Bir başka ifadeyle üçüncü devletler BMDHS’ye ta-
raf devletlere karşı BMDHS’nin lafzına dayanarak bir takım taleplerde
bulunabileceklerdir. Türkiye’de bu anlamda söz konusu uluslararası
örf ve adet hukuku kuralı çerçevesinde ikinci devletlerin sahil güven-
lik gemilerinin faaliyetlerinin gayri askeri statüdeki Ege adalarının, bu
statüsünü bozucu nitelikte olduğunu, savaş gemisi tanımının amaçsal
yorumu çerçevesinde ve dar yorumun uygulanamaz olması nedeniyle
ileri sürebileceklerdir. Bu sebeple BMDHS’ye taraf olan devletler, ken-
di aralarında uygulayacakları sözleşmesel yükümlülüklerin dışında,
üçüncü devletler bakımından aynı zamanda bir objektif hak yaratmış-
tır. Yapılan bu tespitler çerçevesinde BMDHS’ye taraf olan devletler,
üçüncü devletlerle olan ilişkilerinde, savaş gemisi tanımının hukuki
statüsünün uluslararası örf ve adet hukukunda dar yorumlanması ge-
rektiği yönünde bir iddiada bulunamayacaklardır.