

76
İmar Kirliliğine Neden Olma Suçu
1. Suçun Konusu ve Mağduru
TCK m. 184 hükmünün ilk üç fıkrasında, birbirinden farklı üç suç
tipi düzenlenmiştir.
14
Bu nedenle, söz konusu suç tiplerinin konuları-
nın ayrı ayrı belirlenmesi gerekmektedir.
TCK m. 184/1’de düzenlenen suçun konusu,
belediye sınırları
veya
özel imar rejimine tabi yerlerde
bulunan binadır. Yani; belediye sınırları
veya özel imar rejimine tabi yerler dışında bulunan binalar, TCK m.
184/1 hükmüne konu teşkil etmemektedir. Bununla birlikte doktrin-
de, bu yönde bir ayrım yapılmadan suçun konusunun
bina
olduğu da
ifade edilmektedir.
15
Söz konusu binanın betondan yapılmış olması
gerekmeyip; ahşap binalar da TCK m. 184/1 kapmasındadır.
16
Yine,
binanın TCK m. 184/1’de düzenlenen suça vücut vermesi için ruhsata
tabi olması yeterli olup; belirli bir genişlikte veya yükseklikte olması
gerekmemektedir.
TCK m. 184/1 hükmünde binadan söz edilmiş; ancak binanın ne
anlama geldiği ile ilgili bir açıklamaya yer verilmemiştir. Doktrin ve
Yargıtay uygulamasında, bina kavramı İmar Kanunu m. 5 hükmün-
den yola çıkılarak belirlenmektedir.
17
,
18
Söz konusu hükme göre bina,
14
Ali Kemal Yıldız, “İmar Kirliliğine Neden Olma Suçu (TCK m. 184)”,
GÜHFD
–
Prof. Dr. Erden Kuntalp’e Armağan
(C.II), S. 2, Y. 2004, s. 293.
15
Ceyhan, s. 90.
16
Cafer Ergen, “5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 184. maddesinde Yer Alan İmar
Kirliliği Suçu Açısından Belediye Görevlilerinin Durumu”,
Mahalli İdareler Dergisi,
S. 147, Y. 2006, s. 19. Yazar çalışmasında, binayı suçun maddi unsuru olarak nite-
lendirmektedir. Ancak bilindiği üzere, suçun konusu, maddi unsurlardan yalnız
birisini oluşturmaktadır. Bu nedenle, kanaatimizce bina kavramı açıklanırken su-
çun maddi
unsuru
yerine suçun maddi konusu kavramı kullanılmalıydı.
17
Yıldız, s. 295.
18
“…8.6.2010 tarihli yapı tatil zaptında 9,00x9.00 mt. ebadında ahşap dikmeler üzeri
pergole ve iki yan cephede 10.00 mt uzunluğunda 1.80 mt. yüksekliğinde sürgü-
lü doğrama cam malzeme ile kapatılarak kullanılır durumda yapılan ve bilirki-
şi raporunda kapalı alan oluşturduğundan bahsedilen temeli olmayan yapının,
İmar Kanunu’nun 5. maddesindeki tanıma uyan “bina” vasfında olup olmadığı
tartışılmadan, kanuni olmayan gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması…”
(Yargıtay 4. CD’nin 11.09.2013 tarih ve E. 2012/22733 K. 2013/21987 sayılı kararı);
“…Sanığın kasaba sınırları içinde kalan Hazineye ait taşınmaza ahır yaptığının
belirtilmesi karşısında, refakate inşaat mühendisi bilirkişi de alınarak keşif yapılıp
taşınmazların niteliği
,
bina vasfında olup olmadığı, yapımı için ruhsat gerekip ge-
rekmediği, İmar mevzuatı içinde kalıp kalmadığı, tecavüze konu binanın belediye
sınırları içinde veya özel imar rejimine tabi yerde olup olmadığı ve binanın yapım
tarihi de araştırılarak sonucuna göre İmar Kirliliğine Neden Olma suçu ile Hakkı
Olmayan Yere Tecavüz suçu açısından inceleme yapılması gerekir…” (Yargıtay 8.