

32
İnsan Hakları Hukukunun Pozitivist Yönünü Oluşturan İlgili Uluslararası Antlaşmaların ...
Yapılan açıklamalardan, bahsedilen özellikleri taşıyan feminizmin
ilk etkilerini ulusal hukuk düzenlerinde gösterdiği, bunun uluslararası
hukuka yansımalarının daha sonra gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Ka-
dın – erkek ayrımcılığının ortadan kaldırılması, kadının iş hayatındaki
ve toplumsal hayattaki konumunun güçlendirilmesi ve kadının cin-
siyetçi yaklaşımın bütün olumsuz sonuçlarından arındırılması çaba-
sı ulusal hukuk düzenlerinin uzun bir süredir devam eden ve güncel
kaygılarıdır. Bununla birlikte insan hakları hukukunun uygulanma-
sında da görüldüğü üzere konunun tamamen ulusal hukuk düzenleri-
nin takdirine bırakılması istenilen düzeyde sonuçların elde edilmesini
engelleyici niteliktedir. Ancak uluslararası hukuk, insan hakları huku-
kunun gelişimiyle birlikte sağladığı ilerlemeyi tam olarak feminizmin
istediği şekilde gerçekleştirememektedir.
Feminizm insan hakları hukukunun ortaya çıkışına kadar ulusla-
rarası hukukta kendisine yer bulabilmiş bir yaklaşım olmamıştır. İnsan
hakları hukukunun gelişimiyle, uluslararası hukukta kadının sahip
olduğu haklar ele alınmaya başlamıştır. Yalnız uluslararası hukukun
bugün geldiği noktada da kadın, tam olarak feminizmin hedeflediği
amaçlara paralel haklara sahip olamamıştır. Bunun en temel nedeni in-
san haklarına ilişkin uluslararası hukuk metinlerinin genellikle kadın
ve erkek arasındaki ilişkilere eşitlik anlayışıyla yaklaşıyor olmasıdır.
Söz konusu tutum her yönüyle yanlış değildir. Zira kadın ve erkeğin
aynı hak ve yükümlülüklere sahip olması ve kadının erkek karşısında
cinsiyetçi bakış açısından bağımsız bir şekilde bu hak ve yükümlülük-
ler çerçevesinde hareket edebilmesi sadece olumlu bir gelişme olma-
yıp aynı zamanda feminizmin hedeflediği hususlardan da birisidir.
Sorun, bu eşitliğin aynı zamanda kadının sahip olduğu özelliklerle
birlikte ele alınması ihtiyacından kaynaklanmaktadır. Yani bahsedilen
tutum baştan sona yanlış olmayıp, yalnızca eksiktir. Zira tek başına
“kadın erkekle eşittir” hükmüne yer vermek ve kadına karşı ayrımcılı-
ğın engellenmesini tek hedef olarak belirlemek mevcut sorunları orta-
dan kaldırmaz.
38
Bu şekilde yaklaşıldığında erkek temel alınarak oluş-
turulmuş hukuk kurallarına kadını ortak etmek anlayışı ortaya çıkar.
Bu çıkarımı yapmak yadsınamayan bir gerçeğe dayanmaktadır. O da
38
Christine Chinkin, “Feminism, Approach to International Law”,
”
, in R. Wolfrum
(ed), The Max Planck Encyclopedia of Public International Law, Oxford Univer-
sity Press, 2008 –, online edition, 2010, para. 19. (Son erişim tarihi 25.03.2017).