

77
TBB Dergisi 2017 (özel sayı)
Fahri Gökçen TANER
6545 sayılı Kanun sonrası Yargıtay uygulamasına bakıldığında,
Yargıtay’ın davranışın
“ani ve kesiklik gösteren hareketler”
şeklinde orta-
ya çıkıp çıkmadığı ölçütünü kullandığı görülmektedir.
40
III. Cinsel saldırı suçuna eklenen yeni ağırlaştırıcı nedenler
a. Vesayet ilişkisi
Vesayet ilişkisinin sağladığı nüfuzun kötüye kullanılması, 6545
sayılı Kanun’la cinsel saldırı suçunun ağırlaştırıcı nedeni haline geti-
rilmiştir. Suçun vasi tarafından işlenmesi, 5237 sayılı Kanun yürürlüğe
girdiğinden beri çocukların cinsel istismarı suçunun ağırlaştırıcı nede-
ni olarak kanunda yer almaktadır.
Vesayet ilişkisinin kısıtlı üzerinde bir nüfuz doğurduğu açıktır.
41
Buna karşın 6545 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikle, cinsel istismar-
dan farklı olarak cinsel saldırı suçunda suçun vasi tarafından işlenmesi
yeterli görülmemiş ve haklı olarak vesayet ilişkisinden doğan nüfu-
zun kötüye kullanılması aranmıştır. Zira vasinin çocuk üzerinde cin-
sel davranışta bulunması, başlı başına nüfuzun kötüye kullanılması
niteliğindedir. Oysa vesayet altında olan yetişkinlerin bir bölümünün,
cinsel özgürlükleri üzerinde bizzat tasarruf edebilmeleri, cinsel saldırı
suçunda nüfuzun kötüye kullanılıp kullanılmadığına ilişkin bir değer-
lendirmeyi zorunlu kılmaktadır.
b. Suçun insanların toplu olarak bir arada yaşama
zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan
faydalanmak suretiyle işlenmesi (TCK m. 102/3-e)
Öğretide insanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğu
bulunduğu ortamlarda, kişilerin kendilerini güvende hissetmeleri ve
tedbir alma gereği hissetmemeleri nedeniyle, cinsel saldırı suçunun
daha rahat işlenebildiği ifade edilmiştir.
42
Bu ağırlaştırıcı nedenin söz konusu olabilmesi için, suçun insanla-
rın toplu olarak bulundukları bir yerde işlenmesi yeterli değildir. Zira
kanunda birlikte yaşama zorunluluğunun varlığı aranmaktadır. Do-
40
Kararlar için bkz. Artuk-Alşahin, s. 3260.
41
Tezcan-Erdem-Önok, 12. Baskı, s. 371.
42
Koca-Üzülmez, s. 298.