

TBB Dergisi 2011 (96)
Av. Ömer AYKUL
401
ilgili iş, işlem ve kararlara ilişkin usul ve esaslar ile bu konularda görev yapa
cak komisyonların teşkili, çalışma usul ve esasları Çevre ve Şehircilik Bakan
lığınca hazırlanan yönetmelikle düzenlenir.”
Görülmektedir ki, mevcut doğal sit’ler hakkında ilgili alınmış ilke
kararları ile yargısal içtihatlarla oluşmuş doğal varlıkların korunması
hukuku tümüyle ortadan kaldırılmak istenmektedir. Hedef sadece pa-
rası olanlara bina yapıp satmak ve ülkenin en güzel ve geleceğimize
miras bırakılması gereken alanlarını yok etmektir. Sağ duyu öne çık-
malı ve Anayasa Mahkemesi bu gidişe dur demelidir. Özellikle Geçici
Madde-10 ile koruma kurulu üyeliklerine son verilmesi ile geçiş süre-
cindeki koruma işlemlerinin nasıl yürütüleceği de ortadadır.
SONUÇ ve DEĞERLENDİRME
İncelemeye çalıştığımız 06.04.2011 tarihli ve 6223 sayılı Kanunun
verdiği yetkiye dayanılarak, Bakanlar Kurulu’nca 08.08.2011 tarihinde
kararlaştırılarak 17.08.2011 Tarih ve 28028 sayılı Resmi Gazetede ya-
yınlanarak yürürlüğe giren
“Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile, Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 648 Sayılı KHK”
;
öncelikle Anayasanın yasama yetkisini ve devredilemezliğini düzen-
leyen 7. maddesi ile kanun hükmünde kararname çıkarma hukukunu
düzenleyen 91. maddesine aykırıdır.
Ayrıca muhtelif mevzuatta yapılan değişiklikler de genel olarak,
Anayasamızın kıyılar hakkındaki 43., tarım alanları ve meraların ko-
runması ile ilgili 44 ve 45., çevrenin korunması hakkındaki 56., kültür
ve tabiat varlıklarının korunması ile ilgili 63., uluslar arası sözleşmeler
ile ilgili 90. ve planlama ile ilgili 166. maddelerine aykırılıklar taşımak-
tadır.
648 Sayılı KHK’ye bir bütün olarak bakıldığında, Kararnamenin
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın aslen yerel yönetimlere ait olan plan
yapma, yaptırma, onaylama yetkilerinin yanı sıra proje onayı, yapı
ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesi verilmesi gibi görev ve yetkilere,
parsel ölçeğinde ve ayrıcalıklı biçimde, dilediğince el koyma yetkisini
tanımladığı görülmektedir. Bu yanıyla 648 sayılı KHK, Anayasanın bir
çok maddesine aykırılığın yanı sıra, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik
Şartı’na ve ülkemizde planlama hukukunda bugüne kadar genel kabul