

Alt Vekâlet
40
bb) Kanuni Temlik Görüşü
Jaussi ve Becker
92
, 818 S. TBKm. 391/III (6098 S. TBKm. 507/III)’ün,
818 S. TBK m. 393/I’de (6098 S. TBK m. 509) öngörülen kanuni temli-
kin özel bir uygulama şekli olduğu görüşündedirler. Buna göre, veki-
lin kendi adına müvekkili hesabına yaptığı sözleşmeden doğan haklar,
müvekkil vekile karşı olan borçlarını yerine getirdiği zaman kanunen
müvekkile geçer ve böylece müvekkil bu hakları doğrudan doğruya
alt vekile karşı ileri sürebilir.
cc) Kanuni Borç Görüşü
Oser / Schönenberger’e
göre
93
, 818 S. TBK m. 391/III (6098 S. TBK
m. 507/III)’de bir kanuni borç, tek tarafa hak bahşeden bir borç iliş-
kisi karşısında bulunulmaktadır. Bu ilişkiden müvekkil lehine doğan
alacak haklarının içeriği ve kapsamı, vekille alt vekil arasındaki borç
ilişkisinin içeriğine ve kapsamına tabidir; müvekkil alt vekile karşı ve-
kilin haiz olduğu hakların aynısına sahiptir.
Doktrinde bu durumda bir alacaklı teselsülünün varlığından da
söz edilmektedir
94
.
dd) Doğrudan Talep Görüşü
Yavuz
’a göre
95
, müvekkilin alt vekile karşı doğrudan talep hakla-
rı “doğrudan talep” hukuki niteliğindedir. Gerçekten yapılan hukuki
muamelenin başkası için hükümler meydana getirmesinin tek sebebi
kişinin iradesi değildir. Kanun hükümleri de, sözleşmelerin başkası-
nın menfaatini nazara alarak, başkası için hükümler meydana getir-
mesini sağlayabilir. Doğrudan taleplerde durum böyledir. Doğrudan
talep, belirli bir alacaklı lehine o alacaklının borçlusunun belirli bir
borçlusuna karşı tanınır ve ona, diğer alacaklıların iddiası ne olursa
olsun, borçlusundan olan alacağının değerini kendisi için muhafaza
varlığından haberdar değilse, burada tam üçüncü kişi yararına sözleşmenin
varlığından söz edilemeyecektir (Tandoğan s.472).
92
Jaussi s.38; Becker s.708 vd; Tandoğan’a göre bu görüşe de katılmak mümkün
değildir, zira vekilin müvekkile karşı herhangi bir alacağı doğmadan da, müvekkil
alt vekile karşı 818 S.TBK md.391/III (6098 S.TBK m.507/III) hükmüne dayanarak
vekâleti sadakat ve özenle ifa etmesi talebinde bulunabilir (Tandoğan s.473).
93
Oser/Schönenberger s.2145.
94
Akipek s.208 vd; Tandoğan s.473; Acar s. 186 vd.
95
Yavuz s.451 vd; Erlüle s.266.