

AİHM Türkiye Raporu
452
ağır iş yükünün, Türk mahkeme idaresinde memurların ve hukuk
destek elemanlarının eksikliği ve savcıların ve hâkimlerin zaman-
larının büyük bir kısmını idari işlere ayırmak zorunda olması ger-
çeğiyle de yakından bağlantılı olduğu görülmektedir.
19. Dava sürerken gerçekleşen usule ilişkin ertelemelerin, Türkiye’de-
ki uzun yargılamaların bir başka önemli nedeni olduğu görül-
mektedir. Türkiye’de sıradan bir davada, mahkemenin türünden
bağımsız olarak, mükerrer ertelemeler ve dava dosyasının bilirki-
şilere gönderildiği uzun sürelerin olduğu görülmektedir. Birçok
davada, duruşmalar aylarca sonrasına ertelenmektedir
20. Bu durum, özellikle ceza davalarında sorun yaratabilmektedir,
çünkü bu, şüpheli veya sanığın sorguya çekilmeden önce uzun
süre tutuklu kalmasına neden olabilmektedir. Komiser’e, bu tür
gecikmeler ve verilen aralar nedeniyle birçok kişinin, mahkûmiyet
kararının ardından, o zamana kadar tutuklu olarak geçirdikleri
süre hesaba katılarak hemen salıverildiği bildirilmiştir. Davaların
sık sık kesintiye uğradığı bir ortamda, özel yetkili ağır ceza mahke-
melerinde (bu mahkemelerle ilgili olarak aşağıya bakınız) sıklıkla
yapıldığı gibi, organize suç ya da terör davalarında birçok sanığın
davasının birleştirilmesi uygulaması özellikle kaygı vericidir, çün-
kü bu uygulama bazı davalarda işlemlerin daha da uzamasına yol
açmaktadır.
21. Komiser, yargılama öncesi soruşturmaların niteliğinin ve savcı-
ların rolünün de ceza davalarının süresi üzerinde güçlü bir etki-
sinin olduğunu düşünmektedir. Komiser, 2005’te Türkiye’nin ilk
defa, TCMK’nın 164. maddesi uyarınca hazırlanan Adli Kolluk
Yönetmeliği’ni (1 Haziran 2005 tarihli 25832 sayılı yönetmelik) ka-
bul ettiğini belirtmektedir. Bu yönetmelik cumhuriyet savcılarına,
adli soruşturmalarda kolluk kuvvetlerini denetleme yetkisi ver-
mektedir. Ancak, ayrı bir adli kolluk teşkilatı bulunmadığı için,
adli kolluk görevleri, savcıların denetimi altında sıradan polis ve
jandarma tarafından yapılmaktadır ki bunun bazı karışıklıklara
yol açtığı bildirilmektedir.
14
Ayrıca Komiser, birçok muhatabın-
14
Örneğin bak. adli polis konusunda teredütlere yol açan birçok soruna işaret eden,
18 Ekim 2011 tarihli 7 Nolu HSYK Genelgesi.