

TBB Dergisi 2012 (98)
AİHM Türkiye Raporu
453
dan, savcıların soruşturmaları gerektiği gibi yürütmek ve koor-
dine etmek üzere yeterli kaynaklarının olmadığını ve çoğunlukla
polis güçlerinin kendi inisiyatifleriyle topladıkları kanıtlara da-
yanmak zorunda kaldıklarını duymuştur. Bu nedenle, soruştur-
maların esas olarak, adli konularda uzmanlaşmış yeterliliği olma-
yabilen kolluk kuvvetleri tarafından yürütüldüğü ve kanıtların
genellikle aşırı miktarlarda gizli dinleme kayıtlarından oluştuğu
bildirilmektedir.
22. Savcıların göreviyle bağlantılı bir başka sorun ise şüpheli kişilerin
yakalanmasının soruşturmanın çok erken aşamalarında gerçek-
leşmesidir, ki bu da şüphelilerin, iddianameleri bile hazırlanma-
dan uzun süre tutuklu kalmalarına yol açan nedenlerden biridir.
Komiser birçok muhatabından, Türk savcıların, öncelikli olarak
sağlam şüpheler oluşturmak üzere delil toplamak yerine, şüphe-
li kişilerin yakalanmasından delillere doğru ilerlemek gibi köklü
bir alışkanlıkları olduğunu duymuştur.
15
Komiser’e, birçok du-
rumda delil toplama işinin iddianame hazırlandıktan sonra bile
devam ettiği bildirilmiştir, ki bu, duruşmaların mükerrer olarak
ertelenmesine yol açmakta ve ceza davalarının ve tutukluluğun
uzun sürmesinde doğrudan bir etki yaratmaktadır. Komiser tu-
tuklamalarla sonuçlanan operasyonlara başlamadan önce kolluk
kuvvetleri ve savcıların, tutuklama gereğini meşrulaştıran deliller
dahil, bütün geçerli delilleri mümkün olduğu ölçüde bir araya ge-
tirmeleri gerektiğini düşünmektedir.
23. Komiserin daha önce İfade Özgürlüğü Raporu’nda
16
da gözlemle-
diği gibi, savcıların mesnetsiz davalar da dahil yargılamanın başla-
tılması konusunda kendilerini pek kısıtlamadıkları görülmektedir
ki bu da bu sorunu şiddetlendirmektedir. Savcıların aynı zamanda
davaları eleme, yani hangi davaların kamu adına kovuşturulmak
üzere yargı sistemine taşınacağını belirlemek gibi bir rollerinin
(“kapı tutma işlevi” de denilen rol) olduğunu algılama konusun-
15
Bu bilhassa Türkiye Barolar Birliği tarafından eleştirilmiştir, bak. 2011-2012 adli
yılının açılışında Baro Başkanı’nın yaptığı konuşma,
http://www.barobirlik.org.
tr/Detav.aspx?ID=9878&Tip=Acis.
16
İnsan Hakları Komiseri’nin 27-39 Nisan 2011 tarihleri arasındaki Türkiye ziyare-
tini müteakiben yazdığı Rapor, inceleme Konusu: Türkiye’de ifade Özgürlüğü ve
Medya Özgürlüğü, CommDH(2011)25. 50. Paragraf.