Background Image
Previous Page  490 / 521 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 490 / 521 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2012 (99)

Yargıtay Kararları

489

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresin-

de temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih

itibariyle H.U.M.K.2494 sayılı Yasa ile değişik 438/II.fıkrası hükmü

gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar

okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve

manevi tazminat istemine ilişkindir.

Yerel mahkemece, davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar

verilmiştir.

Taraf vekillerinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda başlık

bölümünde yazılı gerekçelerle bozulmuş; davacılar vekilinin karar dü-

zeltme istemi üzerine yine yukarıda başlık bölümünde yer alan bozma

nedeni de eklenmiştir.

Mahkemece önceki kararda direnilmiş; hükmü davacılar vekili

temyize getirmiştir.

Hukuk Genel Kurulu’nca yapılan incelemede işin esasına geçilme-

den önce, dosya kapsamına göre dava dilekçesi ve duruşma gününün

davalı dışında başka bir kişiye tebliğ edilmiş olması karşısında, taraf

teşkili sağlanıp sağlanmadığı, taraf teşkili sağlanıp savunma hakkı ta-

nınmadan yargılamanın yürütülüp, karar verilmesinin mümkün olup

olmadığı hususları ön sorun olarak ele alınmıştır.

Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle “tebligat”, “taraf teşkili”,

“adil yargılanma” ve “hukuki dinlenilme hakkı” kavramları üzerinde

durulmasında yarar bulunmaktadır:

Yetkili makamlar tarafından bir takım hukukî işlemlerin, bunların

hukukî sonuçlarından etkilenmeleri amaçlanan kimselere kanuna uy-

gun şekilde bildirimi ve bu bildirimin de usulüne uygun şekilde yapıl-

dığının belgelenmesi olarak tanımlanan tebligat, Anayasa ile güvence

altına alınan iddia ve savunma hakkının, daha da özelde hukukî din-

lenilme hakkının tam olarak kullanılması ve bu suretle adil bir yargıla-

manın yapılmasını sağlayan çok önemli bir araçtır.

Bir dâvada davalının, davacının açmış olduğu dâvadan haberdar

olması, dâvaya cevap vermesi ve hatta cevap süresinin işlemeye baş-

laması için dâva dilekçesinin tebliğ edilmesi gerekir. Aksi durumun,