

Sınavsız Yeminli Mali Müşavir Olma Hakkının Kaldırılmasının Hukuk Güvenliği ...
244
cak zaten bunun aksi de iddia edilmemektir. AYM, 2008/53 karar nu-
maralı Kararı’ndaki görüşünün aksine bu kişiler için hukuk güvenliği
ilkesinin göz ardı edilip edilmediğine ilişkin herhangi bir yargıda bu-
lunmamıştır. Diğer taraftan iptal davasına ilişkin başvuruda da bu ki-
şilerin kazanılmış haklarının değil hukuk güvenliği ilkelerinin göz ardı
edildiği vurgulanmıştır. AYM verdiği iptal kararlarında, iptal başvuru-
sundaki taleple bağlı fakat gerekçe ile bağlı değildir. Bir diğer ifadeyle
iptal başvurusunda belirtilmeyen farklı bir gerekçe ile de iptal kararı
verebilir. Ancak kuşkusuz ki, bu gerekçenin de hukuki olması gerekir.
2011/81 karar numaralı Karar’da AYM, söz konusu kişilerin kaza-
nılmış bir hakkın olmadığı açık olmasına rağmen, kazanılmış bir hak-
tan söz edilemeyeceği gerekçesi ile yapılan düzenlemeyi Anayasa’ya
uygun bulmuştur. Ancak işin özü ve Anayasa’ya aykırılığın esas ne-
deni olan hukuk güvenliği ilkesinin bu kişiler açısından zedelenip
zedelenmediğine ilişkin hiç bir ifadeye yer vermemiştir. Söz konusu
Karar’da
“Kanunlarda yapılan değişiklikler kazanılmış hakları etkilemedi-
ği ve hukuk güvenliğini zedelemediği sürece bu değişikliklerin hukuk devleti
ilkesine aykırı oldukları ileri sürülemez.”
ifadelerine yer veren AYM’nin
somut olayda hukuk güvenliği ilkesinin neden zedelenmediğini, bir
diğer ifadeyle vergi inceleme yetkisini almış ve mesleki yeterlilik sına-
vını vermiş ancak 10 yıllık çalışma süresini tamamlamamış olan kamu
görevlilerinin hukuk güvenliği ilkesinden neden yararlanamadıkları
konusuna hiç değinmemesi verilen kararını hukukiliğini de tartışma
konusu yapmaktadır.
Bu noktada kanaatimizce, 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Ku-
ruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 41’inci maddesin-
de yer alan, AYM’nin işin esasına girerek verdiği ret kararının Resmî
Gazete’de yayımlanmasından itibaren on yıl geçmedikçe aynı kanun
hükmünün Anayasa’ya aykırılığı iddiasıyla itiraz başvurusunda bulu-
nulamayacağı hususunun da mevcut olay açısından nasıl anlaşılacağı
tartışmalıdır. Zira her ne kadar, AYM tarafından işin esasına girilerek
karar verilmiş olsa da kararın gerekçesinin, Anayasa hukuku ve ida-
re hukukunun temel düzenlemeleri kapsamında bahse konu kişilerin
zaten sahip olmadıkları kazanılmış hak kavramına referans verilmesi
nedeniyle hukuken tartışmalı olduğu düşünülmektedir. Bir diğer ifa-
deyle, Anayasa’ya aykırılık yoktur kararının hatalı gerekçe ile verildi-
ği düşünülmektedir.