Background Image
Previous Page  328 / 477 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 328 / 477 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2012 (100)

Hakan A. YAVUZ

327

kalan müessese aynı yıl çıkartılan 3352 sayılı

“Emniyeti Umumiyeye İda-

resinin Nezareti Altında Bulundurma Cezası ve Tedbirlerinin Yürürlükten

Kaldırılması Hakkında Kanun”

ile yürürlükten kaldırılmıştır. Gerçekten

de yaptırım sistemi bakımından denetimli serbestlik uygulamalarına

benzemekle birlikte; denetim, gözetim ve yardım konusunda uzman

görevliler eliyle değil kolluk güçleri eliyle yerine getirilmesi öngörü-

len, hürriyeti bağlayıcı cezaların alternatifi değil, adeta onun devamı

niteliğinde olan bu kurumun, ceza ve tedbirlerin çağdaş amaçlarına

hizmet etmediği açıktır.

Uyuşturucu madde bağımlıları hakkındaki güvenlik tedbirleri:

Uyuşturucu madde bağımlılarının bir hastanede veya sağlık kuru-

luşunda muhafaza ve tedavisini düzenleyen 765 sayılı TCK’nın 404.

maddesi, 1926’dan 1991’e kadar bir çok değişikliğe uğramıştır. Made-

nin ilk yürürlüğe girdiği halinde böyle bir düzenleme bulunmaz iken

1933 yılında yapılan değişiklik ile, bağımlılığın en az 6 ay süreyle bir

hastanede tedavi ve tevkif edileceği esası ve 1942 yılında yapılan de-

ğişiklik ile tedbire süresiz olarak hükmedilebileceği esası getirilmiştir.

1991 yılında yapılan değişiklik ile uyuşturucu madde kullanan kimse

hakkında herhangi bir tahkikata girişilmeden evvel resmi makamlara

başvurarak tedavi ettirilmesini istemesi halinde kullanma fiilinden do-

layı kovuşturma yapılmayacağı kabul edilmiştir. Bu tedbir hakkındaki

bir kimse, şayet ekonomik olanağı yoksa, boş gezecektir, mesleğini yürütme imkânı yoktur,

para kazanamadığı için, ailesi para yollayacaktır, kendisi de, sadece her gün karakola gi-

dip imza verecektir. Bu imza işleminden dolayı da bulunduğu yerde, damgalı muamelesi

görecek, kiralık ev bulamayacak, büyük bir ihtimalle konuşacak kimse de bulamayacak,

âdeta cemiyetten tecrit edilmiş olacaktır. Bugünkü tatbikat böyle. Bu şartlar altındaki bir

kimseyi âdeta zorla suça teşvik etmiş olmuyor muyuz? Zaten, cezaevinden ıslah olarak

çıkmamış olan bir kimse, bu uygulama sonucunda, halen bünyesinde bulundurduğu kötü-

lükleri, ikamete mecbur olduğu yere de taşıyacak ve oradaki bazı kişilere de aşılayacaktır.

Şayet, cezaevinde ıslah olmuşsa, artık bu mecburî ikamet şeklindeki uygulamaya ne lüzum

var? Ayrıca, bu hükümlerin yürürlükten kaldırılması, şu anda bu ceza ve tedbirin, meş-

ruten tahliyeden önce veya sonra uygulanması gerektiği şeklindeki hukukî tartışmayı da

kökünden halledeceği muhakkaktır. Bu müessesenin yarattığı sakıncaları gidermek üzere

ülkemizde de, bazı Avrupa ülkelerinde ve Amerika’da uygulanan “Probation” sistemine

benzer, bir sistemin uygulanması için, geçen yıl tarafımızdan verilen bir kanun teklifi

henüz komisyonlarda beklemektedir. Yeni hazırlanan ceza kanunu taslağının ise Meclis

gündemine gelmesi uzun bir zaman alacaktır. Yukarıda arz ve izah ettiğimiz nedenlerle,

hiçbir yararı bulunmayan, hatta yeni sorunlar yarattığı için zararlı olan bu uygulamaya

bir an önce son verilmesi gerekmektedir. Bu düşüncelerle bu teklif hazırlanmıştır.”

Bkz:

Kanuna ilişkin Adalet Komisyonu Raporu: TBMM Dönem 17, Yasama Yılı 4, Sıra

Sayısı 542.