Background Image
Previous Page  446 / 477 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 446 / 477 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2012 (100)

Yargıtay Kararları

445

sayılı Yasanın 5560 sayılı Yasanın 21. maddesiyle yapılan değişiklikten

önceki hükmü gereğince sanıklar için bir müdafi atanması zorunludur.

Bu durumda, zorunlu müdafinin 5271 sayılı Yasanın 156/1-b

maddesi gereğince mahkemenin istemi üzerine baroca atanması ge-

rekmekte olup, olayımız açısından üst sınırı 5 yıl hapis cezası olan hır-

sızlık suçuyla ilgili olarak yapılmakta olan yargılama sırasında mahke-

menin istemi ile baroca zorunlu müdafi olarak Avukat Ö.B.’nin tayin

edilmiş olmasında herhangi bir usulsüzlük bulunmamaktadır.

İtiraza konu uyuşmazlığa benzer bir olayda Yargıtay Ceza Genel

Kurulunun 18.03.2008 tarih, 2008/8-9 E-2008/58 sayılı kararında;

1- Zorunlu müdafi atamasının yapıldığı tarih itibarıyla yürürlükte

bulunan usul hükümlerine göre tayin edilmiş zorunlu müdafie yapı-

lan tefhim ve tebliğ, aynen vekaletnameli müdafie yapıldığında oldu-

ğu gibi hukuki sonuçlarını doğurur. Ancak; bunun ön şartı, kendisine

bir zorunlu müdafii atandığından sanığın haberdar edilmiş olmasıdır.

2- Sanığın zorunlu müdafi azletme ve değiştirilmesini isteme hak-

kı bulunmaktadır.

3- Kendisine zorunlu müdafi atandığından haberdar olan sanık

buna ses çıkarmazsa, zorunlu müdafiin yapmış olduğu ve kendisinin

açıkça karşı çıkmadığı tüm tasarrufların sonuçlarına katlanmak zorun-

dadır.

4- Kendisine zorunlu müdafi atandığından sanığın haberdar edil-

mediği durumlarda ise; zorunlu müdafie yapılmış bulunan tefhim ve

tebliğ kendisine bağlanan hukuki sonuçları doğurmaz. Bu durumda,

velev ki zorunlu müdafi sanığın lehine gibi görünen bazı işlemleri yap-

mış olsa -örneğin temyiz dilekçesi vermiş olsa- dahi, hükmün sanığın

kendisine de tebliğ edilmesi ve kendisine yapılan tebliğ üzerine sanık

tarafından temyiz dilekçesi verilmesi halinde, temyiz davasının kabul

edilmesi gerekir’ şeklinde bir sonuca varılmıştır.

Kaldı ki 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK’nın

150/3. maddesi gereğince zorunlu müdafi tayini için sanıklara isnat

edilen suçun cezanın üst haddinin 5 yıl hapis cezasını gerektirmesi-

nin aranmasına karşın, 18.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı

Kanunun 21. maddesi ile yapılan değişlikten sonra isnat olunan suçun

asgari haddinin 5 yıl hapis cezasından fazla olması şartının getirildiği