

Gizli Tanık
122
başlığında yer alan
“taraflar arasında
silahların eşitliği
” ve “
yargıla-
mada çelişiklik
” bu konuda örnek olarak verilebilir
85
. Görüldüğü gibi
hakkaniyete uygun yargılama ilkesinin öne çıkan özelliklerinden biri
AİHM’in buradan hareketle, adil yargılamanın zımni gereklerini de
belirlemiş olmasıdır
86
.
Silahların eşitliği (equality of arms) ilkesi
87
, hakkaniyete uygun
88
yargılamanın gereklerindendir
89
. İlke, günümüzde iddia ve savunma
85 GÖZÜBÜYÜK/ GÖLCÜKLÜ, s.266-267. Şüpheli ya da sanığa yeterli savunma
imknı verilerek ve dürüstçe yapılan muhakeme adil, yani hakkaniyete uygundur.
Görüldüğü üzere yazarlara göre, hakkaniyete uygun ya da adil yargılanma hak-
kının esasını silahların eşitliği ve dürüst işlem ilkeleri oluşturur. Buna hukuki din-
lenilme hakkının da eklenmesi gerektiği belirtilmektedir. Bu üç ilke hakkaniyete
uygun yani adil yargılanma hakkının çekirdeği olarak ele alınmalıdır. Maddedeki
“hakkaniyete uygun
” biçimindeki ifadeden bu anlaşılmalıdır (ÖZBEK/ KANBUR/
DOĞAN/ BACAKSIZ/ TEPE, s.53-54).
86 GÖLCÜKLÜ Feyyaz, “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde ‘Adil Yargılama’”,
AÜSBFD, İlhan Öztrak’a Armağan, C. 49, No: 1-2, Ankara Ocak-Haziran, 1994, s.218.
87 Silahların eşitliği ilkesinin ve savunma hakkının temel unsuru, sanığın tanık
dinletme ve sorgulama hakkıdır. Söz konusu hak birçok uluslararası belgede
de yer almaktadır (Medeni ve Siyasi Haklar Uluslararası Sözleşmesi m. 14/3-e,
Uluslararası Ceza Mahkemesi Kurucu Belgesi m. 67/1-e gibi). Silahların eşitliği
konusunda ayrıntılı bilgi için bkz. İNCEOĞLU, s.220-249.
88 AİHM’e göre, geniş kapsamlı bir kavram olan “
hakkaniye
t”in ilk ve en önemli
gereği, uyuşmazlığın tarafları arasında “
silahların eşitliği”
ilkesinin geçerli
olmasıdır. Başka bir deyişle, mahkeme önünde sahip olunan hak ve yükümlülükler
açısından, uyuşmazlığın tarafları arasında tam bir eşitlik bulunmalı ve bu denge
yargılama boyunca korunmalıdır. Zaten adil yargılanma hakkı da bunu gerektirir
(GÖZÜBÜYÜK/ GÖLCÜKLÜ, s.291).
89 Silahların eşitliği ilkesi, şüpheli ve sanığın hakları ile savcının yetkileri arasında
bir dengenin sağlanmasıdır. Burada bir eşitliğin kastedilmediğine dikkat edilme-
lidir. Gerçekten bir ceza muhakemesinde savcının yetkilerinin şüpheli ya da sa-
nığa göre her zaman daha geniş olduğu belirtilmelidir. Fakat dengenin savunma
hakkı aleyhine bozulmaması savunmanın yapılamaz hale getirilmemesi ya da
savunma hakkının kısıtlanmamış olması lazımdır. Başka bir deyişle, savunmanın
süje olmaktan çıkarılıp obje haline dönüştürülmesine yönelik işlemlerin silahların
eşitliği ilkesine aykırı olduğu söylenmelidir (ÖZBEK/ KANBUR/ BACAKSIZ/
DOĞAN, s.53). Yazarlara göre, ilkenin anlamı, bir davaya taraf olan herkesin karşı
taraf karşısında kendisini önemli bir dezavantajlı durumda bırakmayacak şartlar-
da, iddialarını mahkemeye sunabilmesi için makul bir fırsata sahip olabilmesidir.
Bu anlamda tarafların gösterilen tüm delillerden ve sunulan tüm mütalaalardan
haberdar olması ve görüş bildirebilme olanağına sahip olması gerekmektedir
(MOLE Nuala/ HARBY Catharina, Adil Yargılanma Hakkı Avrupa İnsan Hak-
ları Sözleşmesinin 6. Maddesi’nin Uygulanmasına İlişkin Kılavuz İnsan Hakları
El Kitapları No: 3, Ankara 2003, s.40). Bir başka tanıma göre ise, silahların eşitliği,
şüpheli ya da sanığın savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olması;
yargılamada savunma hakkının kısılmaması; şüpheli ya da sanığa tanınan hak-
ların hiçbir engelleme ve zorlaştırma olmadan kullanılabilmesidir. İspat, iddia