

Gizli Tanık
124
İddia ile savunma arasında haklarda eşitlik olması gerektiği anla-
mına gelen bu ilke, şüphelinin aleyhine bir hukuki durumun taratıl-
mamasını da kapsamaktadır. Ceza yargılaması hukuku bakımından
ele alındığında, silahların eşitliği ilkesi, Anglo-Amerikan hukukunda
geçerli olan taraf muhakemesini yansıtan bir yapıdadır
93
. Anglo-Sak-
son hukukunun uygulandığı ülkeler bakımından tanık dinleme ko-
nusunda eşitliğin sağlanmasında önemli bir sorunla karşılaşılmadığı
belirtilmektedir. Çünkü tanıklar, iddia ve savunma makamlarınca çağ-
rılmakta; hâkim, taraflara bu hususta müdahale etmemekte; çağrılan
tanıkları da yine iddia ve savunma makamları sorguya çekmektedir.
Fakat Kıta Avrupası hukukunda, hangi tanıkların dinleneceğine hâkim
karar vermekte, dinlemeyi de bizzat kendisi gerçekleştirmektedir. Bu
durum savunma tarafının dinlenmesini istediği bazı tanıkların dinlen-
mesinin reddedilmesine neden olabilmekte ve hukuki uyuşmazlıkla-
ra yol açabilmektedir. AİHM, hangi tanıkların dinlenip, hangilerinin
dinlenemeyeceği hususunda mahkemenin takdir yetkisi bulunduğu-
nu, maddi gerçeğe ulaşmada etkisi bulunmayan tanıkların dinlenmesi
taleplerinin reddedilebileceği görüşündedir
94
.
medeni hak ve yükümlülük üzerindeki uyuşmazlıkla alakalı diğer davalarda da
uygulanır. Dolayısıyla bu ilke, hem medeni yargılama hem de idari yargılama
usulünü de ilgilendirir (İNCEOĞLU, s.220). AİHS m. 6’da yer alan ilkelerden bel-
ki de en önemlisi, taraflardan her birine, davasını sunması bakımından eşit fırsat
tanınması ve taraflardan hiçbirine karşı yan üzerine herhangi bir avantaj sağlan-
maması gerekliliğine dayalı silahların eşitliği ilkesidir. Söz konusu ilke, davanın
taraflarından her birine, karşı tarafı n delilleri ve savunmaları hakkında bilgi sahi-
bi olma hakkı ve her bir tarafın diğerine karşı eşit oranda cevap olanağı tanınma-
sını içermektedir (GOMIEN, s.72; ERGÜL, s.187).
93 GÖLCÜKLÜ, Adil Yargılama, s.218.
94 DONAY Süheyl, İnsan Hakları Açısından Sanığın Hakları ve Türk Hukuku, İstan-
bul 1982, s.181; TURGUT, s.66. İç hukukta tanıkların kabul edilmesine dair bazı
kurallar koyulmuş ve bu nedenle yetkili makam delilin ilgisiz olması nedeniyle
tanığın dinlenmesini reddetmiş olabilir. Delillerin ilgili ya da ilgisiz olduğunu,
gerçeği aydınlatmaya yardımcı olup olmayacağını değerlendirmek konusunda
asıl yetkili ulusal mahkemeler olup, Sözleşme organları yargılamayı bir bütün ola-
rak değerlendirerek hakkaniyete uygun bir yargılama yapılıp yapılmadığını de-
netlemektedirler. Bu nedenle, m. 6’nın ihlal edildiğini iddia eden bir kişi, sadece
belirli bir tanığı davet edemediğini değil, gerçeğin ortaya çıkarılabilmesi için bu
tanığın dinlenmesinin gerekli olduğunu ve dinlenmemesinin savunma haklarına
zarar verdiğini de ispatlamak zorundadır. Eğer gerçeğin ortaya çıkması ile ulusal
mahkemenin çağırmayı reddettiği tanıklar arasında bir bağın olduğu başvurucu
tarafından ortaya koyulamazsa adil yargılanma hakkı da (m. 6/1 ve 6/3-d) ihlal
edilmemiş olacaktır. Sözleşme organlarına göre, bir savunma tanığının dinlenmesi
istemini reddeden ulusal mahkeme, kendisini bu sonuca götüren gerekçeleri ka-
rarında göstermek durumundadır. Aksi hal 6’ıncı maddeyi ihlal edecektir (İNCE-