

TBB Dergisi 2012 (101)
Candide ŞENTÜRK / Tuğba BAYZİT
123
makamlarına sunulan usul hukukuna ilişkin imkânların birbiriyle den-
geli olması, dengenin sanığın aleyhine bozulmaması anlamına gelmek-
tedir. Olması gereken, yetkiler arasında eşitlik değil, karşılıklılıktır
90
.
Silahların eşitliği kavramı ilk defa Neumeister/ Avusturya
91
kararın-
da kullanılmıştır. Bu kararın ardından Sözleşme’nin 6’ıncı maddesinin
1’inci fıkrası kapsamında yer alan bir ilke olmuş ve hakkaniyet uygun
yargılamanın en önemli gereklerinden biri olarak kabul edilmiştir. Dola-
yısıyla, silahların eşitliğinin ihlali yargılamanın adil olmaması anlamına
gelmekte özellikle ceza davaları bakımından, silahların eşitliği ilkesi sa-
vunmanın iddia makamı ile eşit bir şekilde davasını hazırlama ve sunma
konusunda makul olanaklara sahip olmasını güvence altına almaktadır
92
.
makamının işi olup; şüphe, ancak sanık lehine kullanılabilir. Bu demektir ki ma-
sumluk karinesi korunmalıdır (ÖZTÜRK/ TEZCAN/ ERDEM/ SIRMA/ SAYGI-
LAR/ ALAN, s.124).
90 Burada savcı ve sanık arasında silahlarda eşitlik olduğunu savunmanın taraf ile
süjeyi birbirine karıştırmak anlamına geleceği belirtilmektedir. Taraflar arasında
eşitlik, özel hukuk davalarında söz konusu olup, ceza muhakemesinde ise savcı
ve sanık arasındaki yetkilerin karşılıklı olması aranmaktadır. Sonuç olarak, sanık
kadar savcının da hâkimden uzak tutulması gerekmektedir. Tahkik sisteminden
uzaklaşılıp demokratik bir ceza muhakemesine erişme ancak böyle gerçekleşe-
cektir (CENTEL/ ZAFER, s.201-202; CENTEL Nur, “Adil Yargılanma Hakkı İle
Silahların Eşitliği Bağlamında Savcılık ve Savunma”, TBB, Temmuz 2006, s.186
vd.). Uygulamada ise bu anlamda silahların eşitliği ilkesine uymayan bir takım
davranışlar görülmektedir. Örneğin, ceza mahkemelerimizde kimi zaman hâkim
ve savcıların, aynı kürsüyü paylaşmanın alışkanlıklarından olsa gerek birlikte ha-
reket ettikleri gözlemlenmektedir. Sonuç aşamasına gelen davalarda nihai karar
verilmeden önce, duruşma salonunun boşaltılarak, hâkim ve savcının biraz sonra
açıklanacak olan kararı n ayrıntılarını birlikte tartışmaları bu duruma güzel bir
örnektir. Silahların eşitliği ilkesi çerçevesinde, savunma ile iddia makamına eşit
olanaklar tanınmalıdır. Bunlara eşit muamele edilmeli, her ikisi aynı çerçevede bil-
gilendirilmeli ve aynı koşullar altında görüş öne sürme olanağına sahip olmalıdır.
Bu açıdan uygulamada bazen olduğu gibi, duruşma esnasında savcı ile hâkimin
arasında kulaktan kulağa görüşme yapılması; karar vermek için müzakereye çe-
kilecek hâkim ya da heyetin avukatı dışarı davet edip savcının içeride kalmasına
izin verilmesi gibi davranışlar sözleşmeye aykırıdır (DİNÇ Güney, “Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesi’ne Göre Silahların Eşitliği”, TBB Dergisi, S. 57, 2005, s.286; aynı
yönde bkz. DİNÇ Güney, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne Göre Adil Yargılan-
ma Hakkı, Mart 2006, s.136; TEZCAN/ ERDEM/ SANCAKDAR/ ÖNOK, s.178).
91 1936/63 başvuru no.lu karar metninin tamamı için bkz.
http://cmiskp.echr.coe.int/tkp197/view.asp?item=1&portal=hbkm&action=html&highlight=neumeis
ter&sessionid=75273195&skin=hudoc-en, Erişim Tarihi: 11.08.2011, Saat: 10.45;
ayrıca bkz. GOMIEN Donna, (çev. Serkan Cengiz/ Utku Kılınç), Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesi El Kitabı, İzmir Barosu Yayınları, Ağustos 2008, s.72; ERGÜL,
s.187.
92 Silahların eşitliği, bir başka deyişle usulî eşitlik davanın tarafları arasında hakka-
niyete uygun bir denge olmasını gerektirir ve ceza yargılamasının dışındaki bir