Background Image
Previous Page  500 / 537 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 500 / 537 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2012 (101)

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları

499

2. Tarafların görüşleri

(a) Hükümet

137.Hükümet, Daire önündeki yargılamada ileri sürdüğü gerekçele-

ri Büyük Daire önünde de ileri sürerek, başvurucunun iç hukuk

yollarını tüketmediği itirazında bulunmuştur. Hükümet ilk ola-

rak, başvurucunun aleyhindeki ceza yargılamasının adil olmadığı,

çünkü kendisine karşı yapılan tehditler nedeniyle muhakemenin

devam etmemesi gerektiği iddiası konusunda, Federal Anayasa

Mahkemesinin başvurucunun anayasal şikayetini yeterli kanıt

bulunmadığı gerekçesiyle kabuledilemez bulduğunu söylemiştir.

Hükümete göre, Anayasa hukukunun niçin sadece polisin yaptığı

sorgulama sırasında verdiği ifadenin dışlanmasını gerektirmekle

kalmayıp, aynı zamanda muhakemenin devam ettirilmemesini de

gerektirdiğini açıklamak başvurucuya düşer.

138.İkinci olarak başvurucu, belirli bulguların kabuledilebilir bulun-

maması talebinin reddedilmesi konusundaki şikayetleri bakımın-

dan da iç hukuk yollarını tüketmemiştir. Federal Anayasa Mahke-

mesi tarafından da teyit edildiği gibi başvurucu, Federal Adalet

Mahkemesi önündeki yargılamada usul kurallarının gerektirdiği

şekilde, muhakemenin devam ettirilmemesi başvurusundan ta-

mamen ayrı olarak Birstein’ın de bulunan delilin kullanılmasıyla

ilgili bir itirazda da bulunduğunu ayrıntılı bir şekilde ortaya koy-

mamıştır. Federal Savcının başvurucunun yaptığı temyizin kap-

samını değerlendirirken, başvurucunun Ceza Muhakemesi Kanu-

nunun 136a(3). fıkrasının ihlalini iddia etmediği şeklindeki 9 Mart

2004 tarihli beyanı, başvurucu tarafından düzeltmemiştir.

(b) Başvurucu

139.Başvurucu bu görüşe karşı çıkmış ve iç hukuk yollarını tükettiği-

ni iddia etmiştir. Başvurucu Federal Adalet Mahkemesine yaptı-

ğı temyiz başvurusunda, delillerin toplanma tarzı nedeniyle ceza

muhakemesinin devam etmemesini amaçlayan çok geniş bir baş-

vuruda bulunmuştur. Başvurucunun bu geniş başvurusu, kendi-

sinden alınan ikrarın bir sonucu olarak elde edilen maddi delilin

kabuledilebilirliğinin dar yorumlanmasını da içermektedir. Baş-

vurucu temyiz dilekçesine, 9 Nisan 2003 tarihli ön başvurularının