

TBB Dergisi 2012 (101)
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları
501
143.Sonuç olarak, başvurucunun yaptığı bir usul hatası nedeniyle üst
başvurusunun kabul edilmemesi halinde, iç hukuk yolları tüke-
tilmiş olmaz. Ancak, başvurucu iç hukukta öngörülen şekil ku-
rallarına uymamış olmasına rağmen yetkili makam yine de üst
başvuruyu esastan incelemiş ise, artık iç hukuk yollarının tüketil-
mediğine karar verilemez (
krş. diğerleri arasında Mitropolia Basara-
biei Si Exarhatul Plaiurilor ve Diğerleri – Moldava (k.k.), no. 45701/99,
7 Haziran 2001; Skałka – Polonya (k.k.), no. 43425/98, 3 Ekim 2002;
Jalloh – Almanya (k.k.), no. 54810/00, 26 Ekim 2004; ve yukarıda geçen
Vladimir Romanov, §52
).
144.Mahkeme, başvurucunun kendisinden alınan ikrarların doğrudan
bir sonucu olarak elde edilmiş bulguların delil olarak kabul edilmiş
olması nedeniyle aleyhindeki ceza davasının adil olmadığından
şikayet ettiğini gözlemlemektedir. Başvurucu bu meseleyi, özel-
likle Bölge Mahkemesine 9 Nisan 2003 tarihinde yaptığı ön başvu-
rularında özel olarak dile getirmiş ve hukuka aykırı yöntemlerle
ifade alındığı için soruşturma makamları tarafından öğrenilen bul-
guların ceza davasında kullanılmamasına dair bir beyanda bulu-
nulmasını istemiştir (bk. yukarıda parag. 25). Mahkeme, başvuru-
cunun Federal Adalet Mahkemesine yaptığı temyizde, söz konusu
başvuruya atıfta bulunduğunu ve mahkemenin verdiği kararın bir
kopyasını sunduğunu kaydeder (bk. yukarıda parag. 37). Fedaral
Adalet Mahkemesi başvurucunun temyizini gerekçe göstermeden
temelsiz bularak reddetmiştir. Bu koşullarda Mahkeme, içtihatla-
rın gereklerine uygun olarak, başvurucunun Sözleşme’nin 6. mad-
desiyle ilgili şikayetini özü itirabarıyla Fedaral Adalet Mahkemesi
önünde ileri sürmüş olduğuna ikna olmuştur. Ayrıca Mahkeme,
Federal Savcının başvurucunun temyizinin kapsamına dair muh-
temelen farklı yorumunun Federal Adalet Mahkemesi tarafından
benimsenmiş olup olmadığı konusunda bir spekülasyonda bu-
lunamaz. Başvurucu, Federal Anayasa Mahkemesi önünde de,
soruşturmada anayasaya aykırı yöntemler kullanılmış olmasının
elde edilen bulguların yargılamada delil olarak kullanılmamasını
gerektirdiğini iddia etmiş olduğundan (bk. yukarıda parag. 40),
Mahkeme başvurucunun Sözleşme’nin 6. maddesiyle ilgili şika-
yetini ulusal mahkemeler önündeki bütün bir yargılama boyunca
ileri sürmüş olduğunu kabul eder.