Background Image
Previous Page  504 / 537 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 504 / 537 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2012 (101)

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları

503

kemesi tarafından kullanılmadığını gözlemlemiştir. Ancak ulusal

mahkeme, başvurucudan alınan ifadelerin dolaylı bir sonucu ola-

rak elde edilen bazı bulguları kullanmıştır. Daire, Sözleşme’nin 3.

maddesine aykırı vasıtalarla alınan bir ikrarın meyvesi olarak elde

edilen bulguların kullanılmasının, tıpkı ikrarın kendisinin kulla-

nılmasında olduğu gibi, yargılamayı bir bütün olarak adil olmak-

tan çıkaracağına dair güçlü bir karine bulunduğu kanaatindedir.

Ancak olayın özel şartları içinde başvurucunun mahkumiyeti için

asıl temel, yargılama sırasında verdiği yeni ikrar olmuştur. Tartış-

ma konusu maddi deliller (real evidence) dahil olmak üzere diğer

bulgular, sadece bir yan (accessory) delil niteliğinde olup, sırf ik-

rarın doğruluğunu kanıtlamak için kullanılmışlardır.

148.Daire, tartışma konusu bulguların kabulü karşısında, başvuru-

cunun duruşmada ikrardan başka bir savunma seçeneğinin kal-

madığına ikna olmamıştır. Başvurucu avukat yardımı aldığı iç

hukuktaki davada, pişmanlık saikiyle ikrarda bulunmayı istemiş-

tir. Yargılama sırasında ikrarların farklılaşmış olması, savunma

stratejisinin değiştiğini göstermektedir. Başvurucu ayrıca, yargı-

lama sırasında tartışma konusu maddi delile itiraz etme imkanı

bulmuştur. Daire, Bölge Mahkemesinin bu delili kabul etmeye

karar verirken bütün menfaatleri tartma imkanı bulduğunu kabul

etmiştir.

149.Bu unsurlar karşında Daire, tartışma konusu bulguların kullanıl-

masının, başvurucunun yargılanmasını bir bütün olarak adil ol-

mayan bir duruma getirmediği sonucuna varmıştır.

2. Tarafların görüşleri

(a) Başvurucu

150.Başvurucu, Sözleşme’nin 3. maddesine aykırı olarak elde edilen

maddi delillerin kabul edilmesinin, ceza davasını Sözleşme’nin 6.

maddesini ihlal eder hale getirdiğini ileri sürmüştür. Bu deliller bir

kez kabul edilince, artık savunma hakkından bütünüyle yoksun

bırakılmıştır. Başvurucu ayrıca, kendini suçlandırmama ilkesiyle

sağlanan korumadan da yoksun kalmıştır. Başvurucu, Birstein’da

ve Birstein’dan dönerken bulunan delillerin, kendisini bunların

nerede olduklarını göstermeye zorlayan polisin emriyle elde edil-