

TBB Dergisi 2012 (101)
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları
505
mutlak hakkın korunması, mahkumiyete varılması gibi yararlarla
dengelenemez, dengelenmemelidir. Söz konusu delillerin dışlan-
ması, kural olarak, işkence ve kötü muamele içeren bütün teşvik-
lerin ortadan kaldırılması ve uygulamada bu tür davranışların ön-
lenmesi için zorunludur.
(b) Hükümet
154.Hükümet ise Büyük Daire’den, Sözleşme’nin 6(1) ve (3). fıkrala-
rının ihlal edilmediğine dair Daire kararını onaylamasını istemiş-
tir. Hükümet, söz konusu delilin elde edilme tarzıyla ilgili olarak,
başvurucunun Birstein’de veya dönüş sırasında ayakkabısız ola-
rak yürümeye zorlandığı veya başkaca tehditlere tabi tutulduğu
iddiasını reddetmiştir.
155.Hükümet, Bölge Mahkemesinin yargılamanın başlangıcında
Birstein’da bulunan söz konusu bulguları davada delil olarak kul-
lanmaya karar verdiğini kabul etmiştir. Bununla birlikte başvuru-
cu, mahkeme önünde susabileceği veya yalan ifade verebileceği
halde, suçun sorumluluğunu üzerine almak istediği için yargılama
sırasında pişmanlık saikiyle ikrarda bulunmak istediğini söyle-
miştir. Hükümete göre başvurucu, dava mahkemesinin kendisine
haklarını hatırlatmasından sonra duruşmanın ikinci günü ikrarda
bulunmuş olup, bu ikrardan anlaşıldığına göre J.’yi kasten öldür-
müştür. Duruşmadaki ilk ikrarı ile ikinci ikrarı arasında fark küçük
olup, ilk ikrarında sadece J.’yi öldürmenin başlangıçta kendi pla-
nının bir parçası olduğu kabulüne yer vermemiştir. Bu ek kabul
öldürmenin kanıtlanması konusunda gerekli bir unsur değildir.
156.Hükümet başvurucunun mahkumiyetinin yargılama sırasında ira-
di olarak verdiği ikrara dayandığını vurgulamıştır. J.’nin cesedi ve
ceset üzerinde yapılan otopsi raporu ile göletin yakınındaki baş-
vurucunun arabasının tekerlek izleri gibi, Birstein’e gidişten sonra
elde edilen bulgular yan delil niteliğinde olup, sadece başvurucu-
nun duruşmada verdiği ikrarın doğruluğunu test etmek için kul-
lanılmışlardır. Bu, başvurucuyu mahkum eden Bölge Mahkemesi
kararında açıkça söylenmiştir.
157.Hükümet, Sözleşme’nin 6. maddesinin delillerin kabuledilebilir-
liği konusunda her hangi bir kural getirmediğini, bu meselenin